Examples of using "émotions" in a sentence and their turkish translations:
Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.
duyguların saklandığı yer olarak.
Göreceksiniz ki duygular,
hislerin baskın çıktığını söylüyor.
ve bu bölge duygular için önemli.
Bunlar hissi içerik ile ilişkililer;
Tom duygularını kontrol etmeye çalıştı.
Hissetme biçimimizi değiştirmeliyiz.
Yani bu duyguları besliyor.
Öğrenciler aynı zamanda geçerliliği oldukça kanıtlanmış
Duyguların çeşitliliği buna dâhil.
O, duygularını bastıramaz.
Tom duygularını saklamada iyi değildir.
Sen aşırı duygusalsın.
Saldırganların dahi duyguları karışık.
duygular ile ilişkilendirilmesi gerekir.
Duygularını bastıramadı.
Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.
Psikoloji insan duygularıyla ilgilenir.
Tom duygularını kontrol altına aldı.
Duygularımı tanımlayacak kelimeleri bulamıyorum.
Duyguları araştırmak çok zordur
Lilah’ın duygularını konuştuk
ve mantık ile hisler çatıştığında kaçınılmaz olarak
Onun, duygularını bastırması çok zordu.
O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.
Duygularınızın size hâkim olmasına izin vermeyin. Sakin olun!
Bazen duyguları göstermemek elimde değil.
Yani neşe, barış, merhamet, empati gibi duygular deneyimlediğinizde
Nerede olduğumuza bakmaksızın her nasılsa, duygu cinsiyetli.
kalp ve duygular arasındaki bu bağlantı oldukça derin.
sözde ''kötü duygular''a sahip olduğumuz için kendimizi yargıladığımızı
Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.
Kısaca, ahlak sistemleri yalnızca duyguların işaret dilidir.
Muhakeme gücümüzün hislerimiz tarafından gölgelenmesine izin verirsek her zaman yanlış ağaca havluyor oluruz.