Examples of using "Bruit" in a sentence and their turkish translations:
Bu gürültüyü durdur!
Biraz ses çıkar!
- Bu ses ne?
- Nedir bu ses?
O gürültü beni uyandırdı.
O ses sinir bozucu.
Bütün bu gürültü ne?
bir deklanşör sesi ile
Ben gürültü duyuyorum.
Tuhaf bir gürültü duydum.
O bir gürültü duydu.
Ses yapma.
Gürültü yapmayın.
- O, gürültü hakkında şikâyet etti.
- O, gürültü hakkında şikâyette bulundu.
Bir gürültü onu uyandırdı.
Bu gürültü ne?
Bir gürültü duydum.
O, gürültüyü işitti.
Gürültü sağır ediyor.
O sesten nefret ediyorum.
Alışılmadık bir ses duydum.
O ses nedir?
Bir gürültü duydu.
Gürültü sağır ediyordu.
Bu ses de neydi?
Ses beni uyandırdı.
Bu gürültü dayanılmaz.
Bu gürültü sinir bozucu.
Gürültüden nefret ediyorum.
- O ses çıkarıyor.
- O, gürültü yapıyor.
Bu kadar gürültü yapmayın.
Tom aşırı gürültüden yakındı.
Komşum gürültü hakkında şikayetçi oldu.
Lütfen sessiz olun.
Bu gürültü beni deli ediyor.
Ben üst katta bir gürültü duydum.
Tüm bu gürültüye nasıl tahammül ediyorsun?
Gürültü strestir,
çünkü gürültü yaygın bir şey
Gürültü yapmayın.
Tom bir gürültü duydu.
Ben gürültüye alışkınım.
Bir gürültü duyduk.
Gürültü yapmayın.
Bir kaşık suda fırtına!
O sesi daha önce duydum.
Bir gümbürtü duydum.
Gürültüye nasıl katlanıyorsun?
Hey, bu gürültü nedir?
Ben dışarıda bir gürültü duydum.
Sami yüksek bir ses işitti.
Gürültüye nasıl katlanabiliyorsun?
Ateşli silahların sesini duyduk.
Yatak odasında bir gürültü duydum.
Gürültüye alışmak uzun zamanımı aldı.
Yatak odasında bir gürültü duydum.
Gürültü yapmamaya çalışın.
Gürültü bütün gece beni uyutmadı.
Oda arkadaşım gürültüden yakındı.
Pişen yemeğin... ...şu harika sesi!
Peki gürültüden bahsederken ne kastediyoruz?
Gürültüyle ilgili başka ne yapabiliriz?
Gürültü bebeği uyandıracak.
Arkamda bir gürültü duydum.
Çocuklar çok fazla gürültü çıkarıyor.
Hiç gürültü yapmayın, ders çalışıyorum.
Bu çocuklar çok fazla gürültü yapıyor.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
Bu elektrikli süpürge çok gürültü yapıyor.
Çocuklar yine gürültü yaptılar.
- Bu sesi ne çıkarıyor?
- Bu gürültüyü yapan ne?
Beni uyandıran gürültü.
O kadar çok gürültü altında çalışmak olanaksız!
Ben öyle görünmüyorum.
Hiç gürültü yapmayın.
Tom ses çıkarmadı.
Hey, bütün bu gürültü ne?
- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.
- Biz bir sürü gürültü yaptık.
- Biz çok gürültü yaptık.
Gürültü bizi rahatsız etmez.
- Lütfen çok fazla gürültü yapma.
- Lütfen bu kadar fazla ses yapma!
Garajdan gelen tuhaf bir ses duydum.
Bu da ağaçların sesi.
Bu ses de ne? Yarasalar!
Çorbanı gürültü yapmadan iç.
Blackie yemek yerken çok ses çıkarıyor.
Gürültüye katlanamıyorum.
Gürültü sinirlerimi bozuyor.
Kuşlar ses nedeniyle uçup gittiler.
Gürültü o çalışırken dikkatini dağıttı.
Bu gürültüye katlanamam.
Herhangi bir gürültü yapmak istemedim.
Gürültü, köpeği havlattı.
Gürültüye daha fazla dayanamadım.
Gürültü yapma ya da dışarı çık.