Examples of using "Blé" in a sentence and their turkish translations:
Biz burada buğday yetiştiririz.
Çocuklarım buğday harman ediyorlar.
Buğday olgunlaşacak.
Bu alan buğday dolu.
Un buğdaydan yapılır.
Ekmek buğdaydan yapılır.
Çiftçi tarlasına buğday ekti.
Orada buğday yetiştireceğim.
Kanada iyi buğday üretir.
Buğday hasat ediyorum.
Rusya Amerika'dan buğday ithal etti.
Buğday eskiden beridir bereket olarak görünür
Buğdayı arpadan ayırt edebilir misin?
Bütün aile buğdayı hasat için yardımcı oldu.
Ramen, Çin kökenli bir buğday şehriyesidir.
Un buğdaydan yapılır.
İlk görüşte arpayı buğdaydan ayırabilir misin?
Onlar buğday hasadının bu yıl iyi olacağını umuyorlar.
Yeni geline de bol bol çocukları olsun diye buğday saçılırdı
İnekler bir sığır çobanı olmadan buğdayın büyüdüğü bir tarlada dolaşıyorlardı.
Abd dünyanın her yanına buğday ihraç eder.
buğday ve nohut aşı gibi şeyler yapıp dağıttığını biliyoruz
Ekmek yapma makinemle ilk buğday ekmeği yapma denemem başarılı sonuç verdi.
Korona virüsü yüzünden üretilemeyen buğday sonucu un olmayacak
Hiç param yok.