Examples of using "Autrement" in a sentence and their turkish translations:
Asla başka türlü düşünme.
Yani bir başka deyişle, siz.
Onu başka bir şekilde söyle.
- Ben başka türlü düşünüyorum.
- Ben daha farklı düşünüyorum.
Bunu başka nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
Ben onun başka nasıl söyleneceğini bilmiyorum.
optimist mi, realist mi, yoksa başka bir şey mi?
O zaman farklı yaklaşmama izin verin.
O, başka nasıl davranabilir?
Başka türlü yapamazdım.
Sıkı tutun yoksa düşeceksin.
İkinci kelime, oldukça farklı şekilde öğreniyoruz.
Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında
Bugün meşgulüm yoksa kabul ederdim.
Başka türlü düşünemiyorum.
- Hayata şimdi daha farklı bakıyorum.
- Hayata artık daha farklı bakıyorum.
Çünkü dal aşağı düşer ve siz de yuvarlanırsınız.
Derhal git, yoksa geç kalacaksın.
Yarın gel, o farklı bir hikaye.
Basitçe, nüfusumuz yalnızca büyümüyor,
için elimden geldiğince hızlı tepki vermeye çalıştım.
- Sanki böyle değilmiş gibi davranmayalım.
- Salağa yatmaya gerek yok.
- Kafamızı kuma gömmeyelim.
Gitmek zorundayım aksi halde geç varacağım.
Onu başka nasıl koyacağımı bilmiyorum.
Ona uymaktan başka bir şey yapamam.
Lisede, sözcüklere farklı şekilde bakmakta
ilaç götürmek isteyen doktorların kullandığı bir güzergâh.
Gerçekten yüksek sesle konuşmalısın, yoksa o bizi anlamayacak.
Yaşlandığımdan beri, olayları başka bir şekilde görüyorum.
Gençliğini boşa harcama, yoksa sonra üzülürsün.
Fazla seçeneğin kalmadı.
Çeviri benim için büyük bir zevk. Ben başka türlü yapmazdım.
Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, aksi halde Miami trenini kaçıracağız.
İşi bitirmemiz gerek.
Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum.
Para ve ben birbirimize yabancıyız, yani, ben fakirim.
Adaya tekne haricinde ulaşma imkanı yok.