Translation of "Attirer" in Turkish

0.029 sec.

Examples of using "Attirer" in a sentence and their turkish translations:

Tom veut attirer l'attention.

Tom ilgi istiyor.

Il aime attirer l'attention.

O dikkati seviyor.

Elle aime attirer l'attention.

O dikkat çekmeyi sever.

Elle veut juste attirer l'attention.

O sadece dikkat istiyor.

Il veut juste attirer l'attention.

O yalnızca dikkat istiyor.

Il veut juste attirer mon attention.

O sadece benim dikkatimi çekmek istiyor.

Ne fais rien pour attirer l'attention.

- Dikkat çekmek için kendine bir şey yapma.
- Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.

Il a cherché à attirer son attention.

Onun dikkatini çekmeye çalıştı.

Les enfants pleurent souvent juste pour attirer l'attention.

Çocuklar bazen sadece dikkat çekmek için ağlar.

Elle porte des vêtements extravagants pour attirer l'attention.

Dikkat çekmek için abartılı elbise giyer.

Tom ferait n'importe quoi pour attirer l'attention de Marie.

Tom Mary'nin dikkatini çekmek için herhangi bir şey yapardı.

Elle porte des vêtements hauts en couleur pour attirer l'attention.

O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

La force gravitationnelle de la lune est assez forte pour attirer nos océans.

...Ay'ın çekim gücü... ...okyanuslarımızı kendine çekecek kadar güçlü.

Mais on commence seulement à comprendre pourquoi. Peut-être pour attirer des proies.

Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.

- Je ne veux pas t'attirer d'ennuis.
- Je ne veux pas vous attirer d'ennuis.

Başını belaya sokmak istemiyorum.

Quel est le meilleur moyen de ne pas attirer l'attention des jaguars de la jungle ?

Orman jaguarlarının dikkatini dağıtmanın en iyi yolu sizce nedir?

Asma travaillait pour attirer davantage l'attention des médias sur elle, et elle a eu l'occasion

Asma, medyanın dikkatini daha fazla çekmek için çalışırken, uygun olan

- Les enfants pleurent souvent juste pour attirer l'attention.
- Les enfants pleurent souvent dans le seul but d'attirer l'attention.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

- Je ne veux jamais te voir t'attirer des ennuis.
- Je ne veux jamais vous voir vous attirer des ennuis.

Başını belaya soktuğunu asla görmek istemiyorum.

- Je ne veux pas vous attirer des ennuis.
- Je ne veux pas te mettre dans les ennuis.
- Je ne veux pas te mettre dans la merde.

Başını derde sokmak istemiyorum.

Le 26 septembre est la Journée Européenne des Langues. Le Conseil de l'Europe veut attirer l'attention sur l'héritage plurilingue de l'Europe, promouvoir le multilinguisme de la société et encourager les citoyens à apprendre des langues. Tatoeba, en tant que moyen d'en apprendre et en tant que communauté active, soutient l'apprentissage et la valorisation des langues d'une manière très pratique.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.