Translation of "L'attention" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "L'attention" in a sentence and their turkish translations:

Tom veut attirer l'attention.

Tom ilgi istiyor.

Il aime attirer l'attention.

O dikkati seviyor.

Elle aime attirer l'attention.

O dikkat çekmeyi sever.

- Vous attirez l'attention sur vous.
- Tu attires l'attention sur toi-même.

İlgiyi kendine çekmek istiyorsun.

Elle veut juste attirer l'attention.

O sadece dikkat istiyor.

Il veut juste attirer l'attention.

O yalnızca dikkat istiyor.

Tonny sait retenir l'attention des auditeurs.

Tonny dinleyicilerin ilgisinin nasıl çekileceğini bilir.

Tom avait toute l'attention de Mary.

Tom Mary'nin tam ilgisine sahipti.

Ne fais rien pour attirer l'attention.

- Dikkat çekmek için kendine bir şey yapma.
- Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.

Il attira l'attention de beaucoup de gens.

O birçok insanın dikkatini çekti.

- Il me fallait recueillir l'attention de tout le monde.
- Il me fallait capter l'attention de tout le monde.

Herkesin dikkatini çekmek zorunda kaldım.

- Les enfants pleurent souvent juste pour attirer l'attention.
- Les enfants pleurent souvent dans le seul but d'attirer l'attention.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

Les enfants pleurent souvent juste pour attirer l'attention.

Çocuklar bazen sadece dikkat çekmek için ağlar.

Elle porte des vêtements extravagants pour attirer l'attention.

Dikkat çekmek için abartılı elbise giyer.

Personne n'aime les putes qui veulent de l'attention.

- Hiç kimse, tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışan tiplerden hoşlanmaz.
- Hiç kimse gösteriş düşkünlerini sevmez.

Il a besoin d'être au centre de l'attention.

Onun ilgi odağı olması gerekiyor.

Il sait comment capturer l'attention de son public.

Seyircisini nasıl çekeceğini bilir.

À l'attention de qui la lettre était-elle écrite ?

Mektup kime yazıldı?

Tom ferait n'importe quoi pour attirer l'attention de Marie.

Tom Mary'nin dikkatini çekmek için herhangi bir şey yapardı.

Je pense que nous avons attiré l'attention de Tom.

Sanırım Tom'un ilgisini çektik.

Sa robe attira l'attention de tous à la fête.

Onun elbisesi partide herkesin dikkatini çekti.

L'attention portée est alors passée des conditions objectives aux subjectives.

Merkeze nesnel koşullar yerine öznel koşullar geldi.

Et en dirigeant l'attention de la police sur leur résolution,

ve polislerin dikkatini çözmeye odaklayarak

Elle porte des vêtements hauts en couleur pour attirer l'attention.

O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

Tels que l'attention, la perception, la duperie et le libre arbitre.

psikolojik süreçleri araştıran çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz.

Tik Tok: TDAH (Troubles de l'attention et hyperactivité) sous forme d'application.

Tik Tok:DEHB nin uygulama hali.

Tatoeba : Où l'attention au détail est sacrée et la sanction prompte.

Tatoeba: Detaylara dikkatin kutsal olduğu yerde ceza hızlıdır.

Puis-je avoir l'attention de tout le monde, je vous prie ?

Herkesin dikkatini çekebilir miyim, lütfen?

Elle a besoin d'être tout le temps au centre de l'attention.

O her zaman ilgi odağı olmalı.

L'attention portée aux besoins de la population, et non à ses désirs,

Gördüğümüz merakı, yaratıcılığı ve gelişimi ilerleten,

Commençant par ces 5 minutes, puis continuant avec le mensonge dit d'attirer l'attention

hani bu 5 dakikaya geliyorum ile başlayıp daha sonrasında dikkat çekmek için söylenen yalan ile devam eden durum

Cela l'amena à l'attention du nouveau Premier Consul de France, Napoléon Bonaparte, avec

karşı kazandığı büyük zaferde önemli bir rol oynadı

Quel est le meilleur moyen de ne pas attirer l'attention des jaguars de la jungle ?

Orman jaguarlarının dikkatini dağıtmanın en iyi yolu sizce nedir?

Asma travaillait pour attirer davantage l'attention des médias sur elle, et elle a eu l'occasion

Asma, medyanın dikkatini daha fazla çekmek için çalışırken, uygun olan

Un homme qui peut conduire prudemment en embrassant une jolie dame ne consacre tout simplement pas au baiser l'attention qu'il mérite.

Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü öpücüğe hak ettiği ilgiyi vermiyordur.

- Puis-je avoir l'attention de tout le monde s'il vous plaît ?
- Excusez-moi, vous tous. Je peux avoir votre attention, s'il vous plaît ?

Lütfen herkesin dikkatini çekebilir miyim?

Le 26 septembre est la Journée Européenne des Langues. Le Conseil de l'Europe veut attirer l'attention sur l'héritage plurilingue de l'Europe, promouvoir le multilinguisme de la société et encourager les citoyens à apprendre des langues. Tatoeba, en tant que moyen d'en apprendre et en tant que communauté active, soutient l'apprentissage et la valorisation des langues d'une manière très pratique.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.