Examples of using "Arrivée" in a sentence and their turkish translations:
Samantha geldi.
O hâlâ gelmedi.
- Son olarak geldi.
- Son gelen oydu.
Yemek burada.
Ancak yirmili yaşlarımın ortasında,
Mary hastaneye geldi.
Derhal bir ambulans geldi.
O bir araba ile geldi.
Betty sonuncu geldi.
Mary arabayla geldi.
Mary zamanında geldi.
Son saati geldi.
2001'in Ağustos'unda oraya gittim
Varış zamanlarını da mükemmelleştirmiş durumdalar.
bir kadın,
Gelişim hakkında onu bilgilendirdim.
Ambulans kazadan birkaç dakika sonra geldi.
Bizim varışımızdan kısa bir süre sonra ayrıldı.
Sen gelene kadar eğleniyorduk.
Onun gelişi için sabırsızdım.
Benim zamanı henüz gelmedi.
Mektubun fazla geç geldi.
Bugün harika bir şey oldu.
Sezar onların gelişleri hakkında bilgilendirildi.
Onu onun varışından haberdar ettim.
Yaz sonu burada.
Ben varıncaya kadar beni bekledi.
Buraya ne zaman geldiği kesin değil.
İkinci Bourbon restorasyonunun ardından, Suchet görevden alındı ve
Parti o geldikten kısa bir süre sonra başladı.
Bana onların geleceği saati tam olarak söyleyin.
Olası bir çözümle geldi.
Önceki gün Narita'ya vardım.
Ona gerçekten kötü bir şey oldu.
O senden daha önce oraya vardı.
Şimdiye kadar orada olacaktır.
Yemek masaya geldi.
O onlardan önce oraya vardı.
Sonunda hedefine ulaştı.
O geldiğinde ne yapıyordunuz?
Oraya varır varmaz bana yazmanı istiyorum.
İspanya'ya geldiğimiz ilk günden itibaren,
Mağdur desteği kapımıza geldi
İstasyona vardığımda, seni ararım.
O geldiğinde, o evden ayrılacaktı.
Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
O gelene kadar ben gidemem.
O saat yedide eve vardı.
Arabayla geldin, değil mi?
Saatlerdir gelmeni bekliyoruz.
Yine geç kaldı.
O varır varmaz, başlayabiliriz.
İstasyona vardığında, o, erkek kardeşini aradı.
O, otobüs için zamanında gelmişti.
Bu şimdiye kadar bana olan en güzel şeydi.
Sen benim başıma gelen en iyi şeysin.
Onun henüz gelmemesini garip buluyorum.
Polis kaza mahalline ulaştı.
Şimdiye kadar gelmiş olması gerekirdi.
O her zamanki gibi geç geldi.
O, habersiz geldi.
Bu mektup sen yokken geldi.
Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
Girişinizde gümrükten geçmek gerekiyor.
Sami, polis geldiğinde kaçmaya hazırlanıyordu.
Okula zamanında vardım.
ve buradayken çok tuhaf bir şey oldu.
Ve aslında, pozitif ayrımcılığa karşı bir alınganlık hissetmeye başladım
başkalarının işine burnunu sokan biri gibi hissediyorum.
Bir de gelişimi kutlamak için bana gönderdikleri hediyeye bakıyordum,
Ağır yaralı adam hastaneye vardığında ölmüştü.
Helen eve gelir gelmez hastalandı.
O henüz gelmedi.
O, şimdiye kadar bana olan en iyi şey.
- Dün buraya ulaştım.
- Buraya dün geldim.
Buraya zamanında geldin.
Arabayla geldim.
İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.
Sen şimdiye kadar başıma gelen en iyi şeysin.
öncelikle galaksimizin bu hale nasıl geldiğini anlamalıyız.
O, havaalanına vardıktan sonra karısı ile bir telefon görüşmesi yaptı.
Buraya geçen gece geldim.
Tom'un Fransızcası o, Fransa'ya taşındığından beri gelişti.
Ben dün vardım.