Examples of using "Yhden" in a sentence and their turkish translations:
Bir tane ister misin?
Ben bir tane yedim.
Birini tanıdım.
Ben birini gördüm.
-Futbol mu? -Bir şey yapıyorsun...
Bir kitap alıyorum.
Bir bira daha alabilir miyim, lütfen?
Şunlardan birisini almak ister misin?
Arabamda bir şey unuttum.
Ben bir piña colada istiyorum.
Bir şey yapmayı unuttum.
Az önce Tom'a bir tane verdim.
Tom bir zamanlar birini gördü.
Tom otuz bir yaşında.
Ben sadece bir soru sormak istiyordum.
- Bir şey açıklamama izin ver.
- Bir şey açıklayayım.
- Mary can kurtaranlardan biriyle çıkıyor.
- Mary can kurtaranlardan biriyle flört ediyor.
Lütfen bir teneke bira daha alabilir miyim?
Bebek bir günlüktür.
Sadece bir güne daha ihtiyacım var.
Sana bir şans daha vereceğim.
Bunu bir kez daha deneyeceğim.
Ben sadece bir şeyleri kontrol etmek için gittim.
Halatlardan biri koptuğunda köprü çöktü.
Facebook benim altı hesabımdan birini askıya aldı.
Bu bilet götürene bir çikolatalı dondurma hakkı tanır.
Şunlardan birini almakla ilgileniyorum.
Bana bir kağıt verir misin?
Bir kahve daha alabilir miyim, lütfen.
Ama kesinlikle şu köşenin üzerinde daire çiziyorlar.
Sana bir şans daha vereceğim.
Önce sana bir şey göstermek istiyorum.
Sadece Tom'a bir şey söylemek istedim.
Sana basit bir soru sormak istiyorum.
Tom sadece bir bardak çay istiyor.
Onlar bize son bir şans verdiler.
Bir dolarlık banknot üzerinde masonluğun sembollerini görebilirsiniz.
Tom günde en az bir film izler.
Tom şunlardan birini sipariş etmiş olabilir.
Tom bize aptalca fıkralarından bir tane daha anlattı.
Tom her çöreğe bir çilek koydu.
Onun bebeği bir gün yaşadı.
Bu tost makinesinin bir yıl garantisi var.
Ona bir iyilik borçluyum.
Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,
Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.
bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?
"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.
O bir elma yiyor.
Tom askerlerden birini vurdu.
- Hayatımda bir aptalca hatadan daha fazlasını yaptım.
- Hayatımda aptalca bir hatadan daha fazlasını yaptım.
Tom geriye bir adım attı.
Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,
- Bir parça daha keke ne dersin?
- Bir parça daha kek ister misiniz?
Gerçek, ay gibidir, bunun yalnızca bir tarafını görebilirsiniz.
Koluna biraz batarya asidi döktüğümde en iyi gömleklerimden birini mahvettim.
Sana bir soru sorabilir miyim?
Tom, Mary'ye bunun tek gecelik ilişki olduğunu söyledi.
Bugün benim arkadaşlarımdan birinin doğum günü.
Bana bir iyilik yapar mısın?
"Bu mantarı yiyebilir miyim?" "Bir şeyi bir kez yiyebilirsin."
Ölmeden önce Boston'u en az bir kez daha ziyaret etmek istiyorum.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
Benzin istasyonu bir kilometre ileride.
Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.
Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk
Onu bir günde yapabilir misin?
Bakan kilit bir konuma yakın arkadaşlarından birini seçti.
milyonlarcasının arasından tek bir feromon molekülünü tespit edebiliyor. Zikzak çizerek dişinin yerini daha iyi belirliyor.
Hayatımda bir sigara bile içmedim.
Kuzenim Teddy Fransızcayı üniversitede asıl branş olarak aldı ve bir yıl Paris'te okudu.
- Tom bütün işlerini riske attı.
- Tom bütün yumurtalarını bir sepete koydu.
- Tom her şeyini riske attı.
Tom zaten çok fazla içmesine rağmen, bir içki daha ısmarlıyor.
Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.
Burada ışık kirliliği o kadar kötüdür ki, geceleri tek bir yıldız bile göremezsin.
Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?
Dün gece aptalca bir şey yaptım.
Gribin R-sıfır'ı 1.3 ise, bu demektir ki her kişi 1 - 2 kişiyi hasta edebilir.
Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil).
Canım bir bira daha istiyor.
Bir artı iki eşittir üç.