Examples of using "Vakuuttaa" in a sentence and their turkish translations:
Tom onunla Boston'a gitmesi için Mary'yi ikna etmeye çalışıyor.
Sanırım Tom'u bize yardım etmesi için ikna etmeye çalışarak boşa zaman harcıyorum.
Tom'u ikna etmeye çalışmayacağım.