Examples of using "Välitä" in a sentence and their turkish translations:
- Umurumda değil.
- Aldırmıyorum.
- Umurumda değil!
Kahve istemiyorum.
Beni umursamayın.
Tom'u görmezden gel.
- Boş ver!
- Takma kafana!
- Önemli değil!
Onlar umursamayacak.
Umarım senin için bir sakıncası yoktur.
Dondurma istemiyorum.
Geçmişinle ilgilenmiyorum.
- Umurumda bile değil.
- Çok da tın.
John elbiseleri hakkında kayıtsız.
Tom'a ne olacağını kimsenin umurunda değil.
Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.
Televizyonu çok fazla sevmem.
John ne giydiğine hiç takmaz.
Onun kesinlikle diğer insanların duygularına saygısı yok.
Mutlu olduğun sürece umurumda değil.
- Boş ver!
- Önemli değil!
- Hiç düşünme!
Ne düşündüğün gerçekten umurumda değil.
Mary'nin kimle çıktığı Tom'un umurunda değil.
Onun ne yaptığı umurumuzda değil.
Bizim takımın kazanması ya da kazanmaması umurumda değil.
Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
Diğer insanların ne düşündüğü Tom'un umurunda değil.
Tom, insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemsemez.
Mary'ye ne olacağı Tom'un umurunda değil.
"İlgisiz misin yoksa yalnızca cahil misin?" "Bilmiyorum ve umurumda değil."
Endişelenme. Seni koruyacağım.
Yarın ne olacağı Tom'un umurunda değil.
Bana aldırma, Tom. Ne olursa olsun sadece yaptığını yapmaya devam et.
Mary'nin ne düşündüğü Tom'un umurunda değil.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Diğer insanların onun hakkında ne söylediği Tom'un umurunda değil.