Examples of using "John" in a sentence and their turkish translations:
John arabayı çalıştırdı.
John senin yeni arabanı kıskanıyor.
John istasyon istikametinde yürüyor.
John oturdu pencereden dışarı baktı.
John benim en iyi arkadaşımdır.
John elbiseleri hakkında kayıtsız.
John dün Japonya'ya geldi.
John'un hata yapması olasıdır.
John Tom'la güreşiyor.
- John tablo üzerinde hak iddia etti.
- John tabloyu sahiplendi.
Tom şu anda ne yapıyor?
John ne giydiğine hiç takmaz.
John kafasını suyun üzerinde tuttu.
Bir kitap okuyan çocuk John'dur.
John erkek kardeşim kadar yaşlı.
John nehir boyunca bir yürüyüş yaptı.
Hatta John beklenenden daha iyisini yaptı.
John borca girmedi.
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
John geri dönmemek üzere Amerika'ya döndü mü?
John bir çubuk aldı ve salladı.
John, İngiliz tarihini A'dan Z'ye bilir.
John ayda bir ailesine mektup yazar.
Tom John'un ne zaman geliyor olacağını Mary'ye söyledi mi?
Tom, Mary'ye John'un ne istediğini söyledi.
John Fransızcada sınıf arkadaşlarının herhangi birinden çok üstün.
John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi.
Tom odaya doğru yürüdü, John ve Mary tarafından izleniyordu.
John G. Roberts, ABD Yüksek Mahkemesi Başyargıcıdır.
Tom Mary'ye ateş etmek istedi fakat John onu durdurdu.
Niçin birçok insan John Lennon'u çok seviyor?
Tom ve Mary'nin iki oğlu var: Paul ve John.
Onu John yapamaz, ben de, sen de.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı.
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
Tom'un John'un ona verdiği Mary'ye ait birkaç fotoğrafı var.
John, bugün okula gitmek için yeteri kadar iyi değildir.
John okulda çok çalıştı, evdeyken annesine işinde yardım etti.
John söylenildiği gibi evde kaldı.
Tom, John'un nasıl öldüğü konusunu Mary'ye sormak istedi.
John ve Mary 1976 yılından beri birbirlerini tanımaktadırlar.