Examples of using "Rights" in a sentence and their turkish translations:
Kadın hakları, insan haklarıdır.
cenneti olacak anlamına gelmiyor.
insan hakları kadın hakları umurunda bile değil
Her hakkı saklıdır.
Hiçbir hakkı saklı değildir.
Haklarım var.
Haklarını bil.
ağalık sistemi kadın hakları
sivil hakları için savaşıyorlardı .
Haklarını biliyorsun.
Haklarımı biliyorum.
Onların hakları nelerdir?
Çocukların da hakları var.
Tom haklarından feragat etti.
Belirli haklarım var.
Tom kendi haklarını biliyor.
Haklarımızı biliyoruz.
Bush insan haklarına saygı duyar.
Buna hakkınız var.
Haklarımı kullanıyorum.
Her müşterinin hakları vardır.
İnsan hakları evrenseldir.
Onların da hakları var.
- Onların hiçbir hakkı yoktu.
- Onların hakları yoktu.
Tom'un hakları ihlal edildi.
Kadınlar eşit hakları hak ediyor.
Haklarım ihlal edildi.
- Haklarını biliyorlar.
- Onlar kendilerinin haklarını biliyorlar.
İnsan hakları mı? İnsan haklarını cehenneme gönderin, ait oldukları yere. Neokonların insan hakları hakkında düşündükleri şey budur.
Bütün insanların eşit hakları vardır.
Mary insan haklarını savunuyor.
İnsan haklarını unutmayalım.
Vatandaşlık haklarımı ihlal ediyorsun.
Onlar bizim haklarımıza saygı göstermeliler.
Benim hiçbir hakkım yok mu?
Yasal haklarımı biliyorum.
Ben haklarımdan eminim.
Hiçbir bireyin hakları ihlal edilmedi.
Bu bir insan hakları ihlalidir.
Kadın hakları üzerinde çalışıyoruz.
Tom'a hakları okundu.
Bireyin hakları özgür bir toplumda en önemli haklardır.
podyumda sessizce yumruklarını kaldırdı.
göçmenlerin haklarını, çevreyi,
o kısmın haklarını kısıtlıyor
Polis Tom'a haklarını okudu.
Kadınlar için eşit hakları savundu.
Bir bireyin hakları ve sorumlulukları vardır.
Suçlular sosyal haklardan mahrum edilirler.
Tom bir insan hakları aktivisti.
Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
İnsan hakları umurumda değil.
Haklarımız dikkate alınmıyor.
Her vatandaşın hakları ve görevleri vardır.
Tom bir insan hakları avukatıdır.
Cezayir insan haklarına saygı göstermiyor.
Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Medeni haklarımızı korumak için mücadele etmeliyiz.
Herkes için insan haklarını geliştirmeliyiz.
Kadınların haklarını büyük ölçüde koruyup, geliştirmiştir
Kadınlara hak vermekten, özgürlüğünü vermekten,
O, medeni haklarından mahrum edildi.
Tom'un buluşu için özel haklara sahibiz.
Biz haklarımızı savunmalıyız.
Bununla birlikte, Çin'de, onlar "insan hakları" için bir kelime kullanmıyor fakat bunun yerine onu "temel haklar" olarak ifade ediyorlar.
Hakları için mücadele eden siyahi insanlar vardı;
Eşit Haklar Tasarısı destekçisiydim.
en temel insan haklarını,
İnsan hakları savunucuları,
sosyal haklar konusunda da öncü oldu.
Azınlık haklarını korumalıyız.
Her zaman haklarımız için ayağa kalkmalıyız.
Bir demokraside bütün vatandaşların eşit hakları vardır.
Kimse seni insan haklarından mahrum edemez.
Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.
Hak verilmez, alınır.
İnsan hakları ihlaline katılmıyorum.
Amerika'da insan haklarını korumak için katı yasalar vardır.
İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.
Bütün insanlar aynı haklarla doğarlar.
Onun hakları ile ilgili tanığa bilgi verdin mi?
Herkes hiçbir hakkının olmaması hakkına sahiptir.
Biz insan hakları konusunda kısa bir tartışma yaptık.
Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.
Kadın haklarının en büyük savunucusudur aslında
Suudi Arabistan'da sadece bir hayal.
Bu kanun bizi temel haklarımızdan yoksun bırakacaktır.
Söylemeye gerek yok, temel insan haklarına saygı gösterilmelidir.
Polis Tom'u kelepçeledi ve ona haklarını okudu.
Haklarından hiç vazgeçmedi.
Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
Seni haklarından mahrum etmeye çalışmıyorum.
İnsan haklarının birincisi susmaktır.
İnsan hakları, dış politikamızın ruhudur.
Amerika insan haklarını icat etmedi. Gerçek anlamda, tam tersidir. İnsan hakları Amerika'yı icat etti.
İnsan hakları kavramının açık bir tanımına ihtiyacımız var.
Ailelerimiz, Vatandaşlık Hakları Hareketi
kesinlikle ülkemizdeki diğer insanlarla