Translation of "Walking" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Walking" in a sentence and their turkish translations:

- They continued walking.
- They resumed walking.

Onlar yürümeye devam etti.

- Sami kept walking.
- Sami continued walking.

Sami yürümeye devam etti.

Keep walking.

Yürümeye devam et.

- I'm walking beside her.
- I'm walking with her.

Onunla yürüyorum.

She is walking.

O yürüyor.

Walking is nice.

Yürümek güzeldir.

He is walking.

O yürüyor.

They resumed walking.

Onlar yürümeye devam ettiler.

They started walking.

Yürümeye başladılar.

I'm walking home.

Eve yürüyorum.

Tom resumed walking.

Tom yürüyüşe devam etti.

I prefer walking.

Yürümeyi tercih ederim.

Tom is walking.

Tom yürüyor.

Tom kept walking.

Tom yürümeye devam etti.

Tom started walking.

Tom yürümeye başladı.

Tom stopped walking.

Tom yürümeyi durdurdu.

They kept walking.

- Onlar yürümeye devam ettiler.
- Onlar yürümeye devam etti.

They stopped walking.

Yürümekten vazgeçtiler.

Just keep walking.

Sadece yürümeye devam.

Just start walking.

Sadece yürümeye başla.

Please stop walking.

Lütfen yürümekten vazgeç.

Dan kept walking.

Dan yürümeye devam etti.

I kept walking.

Yürümeye devam ettim.

I started walking.

Ben yürümeye başladım.

I continued walking.

Ben yürümeye devam ettim.

Layla stopped walking.

- Leyla yürümeyi bıraktı.
- Leyla yürümeyi durdurdu.

I hate walking.

Yürümekten nefret ediyorum.

Tom dislikes walking.

Tom yürümeten hoşlanmıyor.

Sami is walking.

Sami yürüyor.

We said walking, walking distance, where did we go?

yürüyor dedik mesafe kat ediyor dedik binek hayvanı nereden çıktı?

- Walking is good exercise.
- Walking is a good exercise.

Yürüyüş iyi bir egzersizdir.

- They began walking toward him.
- They began walking toward her.

Onlar ona doğru yürümeye başladı.

Courage is fear walking.

korkuya doğru yürümenin olduğunu gösterdi.

walking for days, weeks

günlerce haftalarca yürüyorlar

Just keep on walking.

Sadece yürümeye devam edin.

They kept on walking.

Onlar yürümeye devam ettiler.

They're walking without shoes.

Onlar ayakkabı olmadan yürüyorlar.

I like walking alone.

Yalnız yürümeyi seviyorum.

I'm walking beside her.

Ben onun yanında yürüyorum.

He is walking now.

O şimdi yürüyor.

It's within walking distance.

O yürüme mesafesi içinde.

I feel like walking.

Canım yürümek istiyor.

Tom kept on walking.

Tom yürümeye devam etti.

Walking is good exercise.

Yürümek iyi egzersizdir.

Tom just kept walking.

Tom sadece yürümeye devam etti.

Why are we walking?

Biz neden yürüyoruz?

Tom is walking around.

Tom etrafı dolaşıyor.

Tom is walking backwards.

Tom geriye doğru yürüyor.

Tom is walking normally.

Tom normal olarak yürüyor.

Tom is walking south.

Tom güneye yürüyor.

Are you walking home?

- Eve yürüyor musun?
- Eve gidiyor musun?

Do you like walking?

Yürümeyi sever misin?

Tom was walking slowly.

Tom yavaş yürüyordu.

Keep walking straight ahead.

Dümdüz yürümeye devam edin.

She likes walking alone.

O yalnız yürümekten hoşlanır.

I'm walking to school.

Okula yürüyorum.

Tom doesn't mind walking.

Tom yürümeyi dert etmez.

I don't mind walking.

- Yürüyüşe itirazım yok.
- Yürümek umurumda değili

The group continued walking.

Grup yürümeye devam etti.

Tom is walking already.

Tom zaten yürüyor.

I just kept walking.

Ben sadece yürümeye devam ettim.

I kept on walking.

Yürümeye devam ettim.

Tom wasn't walking slowly.

Tom yavaşça yürümüyordu.

Tom is walking slowly.

Tom yavaş yavaş yürüyor.

Sami just kept walking.

Sami sadece yürümeye devam etti.

Tom is already walking.

Tom çoktan yürüyor.

Tom doesn't like walking.

Tom yürümeyi sevmiyor.

I was walking slowly.

Yavaşça yürüyordum.

Sami was still walking.

Sami hala yürüyordu.

Sami started speed walking.

Sami hızlı yürümeye başladı.

Sami started walking home.

Sami eve yürümeye başladı.

Sami started walking back.

Sami geri adım atmaya başladı.

Walking helps me think.

Yürümek, düşünmeme yardımcı oluyor.

- I do not feel like walking.
- I don't feel like walking.

Canım yürümek istemiyor.

- Tom continued walking.
- Tom kept going.
- Tom walked on.
- Tom resumed walking.

Tom yürümeye devam etti.

- He continued walking for some time.
- He continued walking for a while.

Bir süre yürümeye devam etti.

I like walking at night.

Gece yürümeyi severim.

I am tired from walking.

Ben yürümekten usandım.

They were walking three abreast.

Üçü yan yana yürüyorlardı.

They were walking two abreast.

Onlar yan yana yürüyordu.

What's more, he's started walking.

Dahası, o yürümeye başladı.

Are you a walking dictionary?

Sen yürüyen bir sözlük müsün?

He is walking very slowly.

O çok yavaş yürüyor.

Do not read while walking.

Yürürken okuma.

Tom started walking towards Mary.

Tom Mary'ye doğru yürümeye başladı.

Tom is walking behind Mary.

Tom Mary'nin arkasında yürüyor.

They began walking toward Tom.

Tom'a doğru yürümeye başladılar.

I was walking, not driving.

Araba sürmüyordum, yürüyordum.

Everybody except Tom stopped walking.

Tom hariç herkes yürümekten vazgeçti.

I've been walking all day.

- Sabahtan beri yürüyorum.
- Bütün gündür yürüyorum.

Tom and Mary started walking.

Tom ve Mary yürümeye başladılar.

Walking is an excellent exercise.

Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.

I prefer walking to riding.

Yürümeyi bisiklete binmeye tercih ederim.

I like walking around barefoot.

Çıplak ayakla dolaşmayı severim.

I'm walking in the park.

Ben parkta yürüyorum.

I like walking by myself.

Tek başıma yürümekten hoşlanıyorum.