Translation of "Means" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Means" in a sentence and their turkish translations:

This means food. This means energy.

Yiyecek anlamına geliyor. Bu da enerji demek.

- He means it.
- She means it.

O bunu kastediyor.

That means

Bunun anlamı şu

This means that,

Bu demektir ki,

Smoking means suicide.

- Sigara içmek intihardır.
- Sigara içmek intihar demektir.

No means no.

Hayır hayır demektir.

Sport means health.

Spor sağlık demektir.

">" means greater than.

">" den büyüktür demektir.

This means something.

Bu bir şey anlamına geliyor.

Tom means business.

Tom işi ciddiye alıyor.

That means nothing.

Onun hiçbir anlamı yok.

Stagnation means regression.

Durgunluk gerileme anlamına gelir.

Tom means well.

Tom iyi niyetli.

Now means now.

Şimdi şu anda anlamına gelir.

She means it.

O bunu kastediyor.

Mary means it.

Mary bunu kastediyor.

This means war!

Bu, savaş demektir!

Brexit means Brexit.

Brexit İngilterenin AB'den ayrılması anlamına gelir.

Health means everything.

Sağlık her şey demektir.

Monolingualism means impoverishment.

Tek dillilik, yoksullaşma demektir.

The word 'aya' means the word sacred 'sofia' means wisdom

'aya' kelimesi kutsal 'sofya' kelimesi bilgelik anlamına geliyor

- I wonder what that means.
- I wonder what this means.

Onun ne anlama geldiğini merak ediyorum.

- Tom knows what this means.
- Tom knows what that means.

Tom bunun ne anlama geldiğini bilir.

- That's not what it means.
- That's not what that means.

- Bu anlama gelmiyor.
- Bu demek değil.

- He lives beyond his means.
- She lives beyond her means.

O, kazandığından çok para harcıyor.

- Tell me what this means.
- Tell me what that means.

Bana bunun ne anlama geldiğini söyle.

It also means "good."

Aynı zamanda "iyi" anlamına gelir.

And it means "rebel."

anlamı "asi."

It means very deep

işte bunun manası çok derin

Which means go easily

kolayca git manasına gelen

Caring means being alive.

Bakım hayatta olmak anlamına gelir.

That means sure death!

O, kesin ölüm demektir!

AI means Artificial Intelligence.

YZ, yapay zekâ anlamına gelir.

Blog means "web log".

Blogun anlamı web günlüğüdür.

He means it seriously.

Ciddi bir biçimde bunu demek istiyor.

It probably means something.

O muhtemelen bir şey anlamına geliyor.

Live within your means.

Ayağını yorganına göre uzat.

It still means something.

O hâlâ bir şey ifade ediyor.

Tom clearly means business.

Tom açıkça iş anlamına geliyor.

The ampersand means "and".

- Ve işareti "ve" anlamına gelir.
- '&' işareti "ve" anlamına gelir.

Explain what that means.

Onun ne anlama geldiğini açıkla.

This probably means war.

Bu muhtemelen savaş demek.

Spend within your means.

Gelirine uygun bir şekilde harca.

If it means what I think it means, we're in trouble.

Eğer o ne anlama geldiğini düşündüğüm anlama geliyorsa, başımız belada.

- They know that Tom means business.
- They know Tom means business.

Onlar Tom'un iş kastettiğini biliyor.

- That means Tom was right.
- That means that Tom was right.

O, Tom'un haklı olduğu anlamına geliyor.

- What do you think it means?
- What do you think that means?
- What do you think this means?
- What do you think this sentence means?

Onun ne anlama geldiğini düşünüyorsun?

- "Tatoeba" means "for example" in Japanese.
- 'Tatoeba' means 'for example' in Japanese.

"Tatoeba" Japoncada "mesela" demektir.

- I don't know what this means.
- I don't know what it means.

- Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.
- Ne anlama geldiğini bilmiyorum.

- Please tell me what this means.
- Please tell me what that means.

Lütfen bana bunun ne anlama geldiğini söyle.

- That means the world to me.
- She means the world to me.

O benim için dünyaya bedel.

Which means the punchline occurs

Bitiş cümlesi de,

Which means feelings are temporary.

bunun anlamı hisler geçicidir.

That means... good nutritious meal.

Bu çok iyi ve besleyici bir yemek.

A red rose means love.

Kırmızı bir gül aşk anlamına gelir.

By all means, go ahead.

Kesinlikle. Devam et.

Try it by all means.

Onu mutlaka dene.

Do it by all means.

Her ne şekilde olursa olsun onu yap.

I live above my means.

İmkanlarımın üstünde yaşıyorum.

I tried all possible means.

Olası tüm araçları denedim.

Football means everything to Tom.

Futbol Tom için her şey demektir.

It means nothing to me.

O benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

This means nothing to me.

Bu benim için bir şey ifade etmiyor.

That means nothing to me.

O benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Amnesia means "loss of memory".

Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir.

They'll know what that means.

Onlar onun ne anlama geldiğini bilecekler.

I know what it means.

Bunun ne anlama geldiğini biliyorum.

I know what Tom means.

Tom'un ne demek istediğini biliyorum.

I'm sure Tom means well.

- Tom'un niyetinin kötü olmadığından eminim.
- Tom'un niyetinin iyi olduğuna eminim.

I wonder what it means.

Bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum.

Bush knows what justice means.

Bush adaletin ne anlama geldiğini biliyor.

They live beyond their means.

Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.

Tom lives beyond his means.

Tom kazandığından çok para harcıyor.

The end justifies the means.

- İyi niyetle söylenen yalan mübahtır.
- Hedefe giden her yol mübahtır.

He's by no means satisfied.

O, hiçbir şekilde tatmin olmadı.

Tom knows what that means.

Tom onun ne anlama geldiğini biliyor.

Translated, "Tokyo" means "eastern capital."

Çevirdim, "Tokyo" "Doğu sermaye" anlamına gelir.

That means he loves you.

Bu onun seni sevdiği anlamına geliyor.

I wonder what this means.

Bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum.

We know what it means.

Bunun ne anlama geldiğini biliyoruz.

That really means a lot.

Bu gerçekten çok şey ifade ediyor.

Tom means nothing to me.

- Tom bana bir anlam ifade etmiyor.
- Tom benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Tom means what he says.

Tom söylediğini kastediyor.

Tom means us no harm.

Tom bize zarar vermek niyetinde değil.

I know what that means.

Onun ne anlama geldiğini biliyorum.

To think means to compare.

Düşünmek kıyaslamaktır.

Tell us what that means.

Bize bunun ne anlama geldiğini söyleyin.

Life means nothing without friends.

Arkadaşsız hayat hiçbir anlam ifade etmez.

This signal means "don't walk."

Bu işaret "yürüme" anlamına gelir.

Do come by all means.

Kesinlikle gel.

They know what "vitamin" means.

Onlar "vitamin"'in ne anlama geldiğini biliyor.

She lives beyond her means.

O, kazandığından çok para harcıyor.

Living means singing and loving.

- Yaşamak, şarkı söylemek ve sevmek anlamına gelir.
- Yaşamak, şarkı söylemek ve sevmek demektir.

I know what this means.

Bunun ne anlama geldiğini biliyorum.

Tell us what this means.

Bunun ne anlama geldiğini bize söyle.

Tell me what that means.

Ne anlama geldiğini söyle.