Examples of using "Reach" in a sentence and their turkish translations:
Ona ulaşmaya çalışıyorum.
Tavan penceresine ulaşamayız.
- Tom ulaşılması zor biri.
- Tom'a ulaşmak güç.
Ben ona ulaşamam.
Ona ulaşabilir misin?
Onlara ulaşabilir misin?
Tom'a ulaşamıyorum.
Onu ulaşılabilir yere koy.
Onlara ulaşamıyorum.
Ona ulaşamıyorum.
Fadıl, Leyla'ya ulaşamadı.
Ona ulaşamıyorum.
Tom, Mary'ye ulaşamadı.
Onlara ulaşmaya çalışıyorum.
Yerel önderlerinize, kanun uygulayıcılarınıza
Sana ulaşmaya çalışıyordum.
Ona ulaşamadık.
Bu noktaya gelene kadar,
gelecek zihinlere ulaşmanızı sağlayan güce sahip.
hızı 1000 kilometreye ulaşabiliyor
fakat ulaşamayacaklar
Uzan ve birisine dokun.
Size nasıl ulaşabilirim?
O bu gece Hakodate'ye varacaktır.
Ona ulaşmak kolaydır.
Tom, Mary'ye ulaşmaya çalıştı.
- Tavana ulaşabilir misiniz?
- Tavana ulaşabiliyor musun?
Seni nerede bulabilirim?
Tom'a ulaşmaya çalışıyorum.
Hava kararmadan önce Boston'a ulaşacağız.
Tom'a nasıl ulaşabilirim?
Herhangi bir sonuca ulaşmadık.
Yüksek C'ye ulaşabilir misin?
Hâlâ Tom'a ulaşamıyorum.
Tavana ulaşamıyorum.
Sana ulaşmaya çalıştık.
Biz zirveye ulaşmadık.
Onlara nasıl ulaşabilirim?
- Tavan penceresine ulaşamayız.
- Tavan penceresine erişemeyiz.
Hedefimize ulaşmamız için bize yardım et.
Üzgünüm, ona ulaşamıyorum.
Onlara ulaşmaya çalışacağım.
Ona ulaşmaya çalışacağım.
Ona ulaşmaya çalışacağım.
Hâlâ onlara ulaşamıyorum.
Hâlâ ona ulaşamıyorum.
Hâlâ ona ulaşamıyorum.
Ona nasıl ulaşabilirim?
Ona nasıl ulaşabilirim?
Çok az insan yaşlılığa ulaşır.
Gıcırdayan arabalar uzağa ulaşır.
Herhangi bir anlaşmaya vardınız mı?
Sana ulaşmaya çalışıyorlar.
Tom'a ulaşmak kolaydır.
Ona ulaşmaya çalışıyorum.
Ona ulaşmaya çalışıyorum.
Onlara ulaşmaya çalışıyorum.
O kadar yükseğe yetişemiyorum.
Tom sana ulaşmaya çalışıyor.
Bunlar, ulaşmamız gereken gençlerin sadece bir kısmına ulaşacaklar.
Lütfen bunu çocukların ulaşamayacağı bir yere koy.
Tom'a ulaşmak zor, değil mi?
ağırlığı 60 tonu bulabiliyor
Bu noktaya nasıl geldik?
Üst rafa ulaşabilir misin?
Size ulaşmaya çalışıyoruz.
Tom'a ulaşamadık.
- Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız!
- Çocukların ulaşamayacağı yerde muhafaza ediniz!
Tom'a ulaşacak gibi görünemem.
- Sana ulaşmaya çalışıyordum.
- Size ulaşmaya çalışıyordum.
Onlar bize zamanında ulaşamazlar.
Havaalanına ne zaman varacağız?
- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.
Üst rafa ulaşamıyorum.
Ben en üst rafa ulaşabilirim.
Ona ulaşmaya çalışıyorum.
Onlara ulaşamadık.
Ona ulaşamadık.
Ona ulaşamadık.
Otele nasıl ulaşabilirim?
İlk amacımıza ulaşamadık.
Böyle bir savurganlık beni aşar.
Bu uçak Narita'ya ne zaman varacak?
Karanlıktan önce Tokyo'ya varacağız.
Hava kararmadan Londra'ya asla varamayacağız.
Tom Mary'ye ulaşmaya çalışıyor.
Tom üst rafa ulaşamadı.
Onun treni Kyoto'ya ne zaman varacak?
Tom, Mary'ye ulaşmak için çaresizdir.
Hâlâ tavana ulaşabiliyor musun?
Bu uçak Boston'a ne zaman varır?
Tom, Mary'ye ulaşamadı.
karşı çıkmak için hasta savunucularıyla çalıştı.
Anna'ya ulaşma çabasıyla
O daha geniş bir izleyiciye ulaşmak istiyor.
Bu tren saat kaçta Yokohama'ya varır?