Examples of using "Unavoidable" in a sentence and their turkish translations:
Bu kaçınılmaz.
O kaçınılmazdır.
Korkarım bu kaçınılmaz.
Gecikme kaçınılmazdı.
Olan şey kaçınılmazdı.
Karar kaçınılmazdı.
Onun aptallığı kaçınılmazdı.
- Bu masraf kaçınılmazdır.
- Bu fiyat kaçınılmazdır.
Bunun kaçınılmaz olduğunu varsayıyorum.
Burada olan şey kaçınılmazdı.
Kaygan eğim kaçınılmazdır.
Arabalar banliyö hayatı için kaçınılmazdır.
Kaçınılmazdı.
- Gelişme kaçınılmaz.
- İlerleme kaçınılmaz.
Bu tür sorunlar kaçınılmazdır.
O kaçınılmazdı.
Savaşın yoğunlaşması kaçınılmazdır.
En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.