Examples of using "Delay" in a sentence and their turkish translations:
Gecikme nedir?
Gecikme için özür dilerim.
diğer yöntemlerle birlikte
- Ne gecikme!
- Ne gecikme ama!
Gecikmeden gel.
Ne gecikmeye sebep oluyor?
Gecikme kaçınılmazdı.
Gecikme için özür dilerim.
Hiç gecikme yoktu.
Lütfen gecikmeyi açıkla.
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yok.
Gecikme için özür dilerim.
Gecikme için özür dileriz.
Hafif bir gecikmemiz vardı.
Gecikme için özür dilerim.
O, gecikmeyi açıklar.
İşi bitirmeyi erteleme.
Bu onun gecikmesini açıklıyor.
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yoktur.
O, onun gecikmesine sinirlendi.
Gecikme için özür dilemeliyim.
Biraz gecikmeyi hesaba katmalıyız.
- Bugünün işini yarına bırakma!
- Bugünün işini yarına erteleme!
Artık bunu erteleyemeyiz.
Yirmi dakikalık bir gecikme var.
Onun gecikmesi için bir muazeret yok.
Bu kararı yarına kadar erteleyelim.
Onlar, onun gecikmesinden endişelendiler.
Tom gecikmeden rahatsızdı.
Gecikmenin çok kapsamlı bedelleri var.
Dorothy DeLay'in tarzı ile çalışmış
Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.
Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
Otobüsün, on dakikalık rotarı var.
Cevaplamadaki gecikme için özür dilerim.
Artık kararımı erteleyemiyorum.
Bu, benim gezimi uzun bir süre geciktirecek.
Onun gecikmesinin nedeni neydi?
Gecikme hakkında çok üzgün hissettim.
Gecikmemiz trafik sıkışıklığı nedeniyleydi.
Otobüsün on dakikalık bir gecikmesi var.
Bu gecikmeden kötü hava sorumludur.
Lütfen elinden geldiği kadar ertele.
Gecikmeden o işe başlamalıyım.
O vakit kaybetmeden gelecek.
Uçak üç saatlik bir gecikmeden sonra ayrıldı.
Cevabımdaki gecikme için üzgünüm.
Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu.
Toplantı gündemini göndermedeki gecikme için özür dilerim.
Hava yarışın başlamasını geciktirecek.
Umarım onlar diğerleri gibi uçuşumu geciktirmezler.
Program bu gecikmeden sadece biraz etkilenir.
Neden bir gecikme olduğunu bize hiç söylemedin.
Otobüs on dakika rotarlı çalışıyor.
Fırtınalı olacak. Ertelemesek iyi olur.
Kızıl Haç gecikme olmadan felaket kurbanlarına yardım sağlıyor.
Uçağımın kalkışında iki saat gecikme oldu.
Tren gecikmesinin bir sonucu olarak geç kaldım.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
Yolcular gecikmenin nedenini öğrenmeyi bekliyor.
Onun zamanında buraya gelmesinin ertelenmesi bir trafik kazası yüzündendir.
O, işini kaybettiği için eğitimini ertelemek zorunda kalacak.
Bu köprü işe giden binlerce insanın bir saat yolunu kısaltıyor.
Gecikme bizi pahalı bir otelde bir gece kalmaya zorladı.
O ve ben birbirimizi anlamak zorundayız ve bu derhal olmalı.
O, gecikmesi için özür diledi.
Arşidük Charles Fransızları ertelemek için sadece küçük bir artçı birliği bırakmıştı.
Kötü hazırlanmış emirler gecikmeye neden oldu ve Koalisyon ordusu kaçmayı başardı.
Otobüs on dakika gecikti.
Bugünün işini yarına bırakma.