Examples of using "Tremble" in a sentence and their turkish translations:
O, dizlerinin titrediğini hissetti.
Ellerimin titrediğini hissettim.
Tom dizlerinin titrediğini hissetti.
Tüm vücudumun titrediğini hissettim.
Onun sesindeki bir titreme vardı.
Aslan kükrediğinde, zebralar titrer.
Bir gün, bütün dünya titreyecek.
- Sadece nehir boyunca yüzmek fikri beni titretti.
- Nehri yüzerek geçmenin düşüncesi bile beni titretmeye yetti.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti.