Translation of "Lion" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Lion" in a sentence and their turkish translations:

So lion as lion

yani aslan kadar aslan

- The lion is eating meat.
- The lion eats meat.

Aslan et yiyor.

- The lion is an animal.
- A lion is an animal.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.

- The lion is eating meat.
- The lion eats the meat.

- Aslan et yiyor.
- Aslan et yer.

This is a lion.

Bu bir aslandır.

The lion is roaring.

- Aslan gürlüyor.
- Aslan kükrüyor.

A lion is strong.

Bir aslan güçlüdür.

I see a lion.

Bir aslan görüyorum.

Here is a lion.

İşte bir aslan.

I see the lion.

Aslanı görüyorum.

And the lion saw me --

ve aslan da beni gördü,

Wake not a sleeping lion.

Uyuyan bir aslanı uyandırma.

They caught a lion alive.

Onlar bir aslanı canlı yakaladı.

The lion is eating meat.

Aslan et yiyor.

The lion eats the meat.

- Aslan et yiyor.
- Aslan et yer.

I'm talking about a lion.

- Ben bir aslandan bahsediyorum.
- Bir aslan hakkında konuşuyorum.

This lion is very tame.

Bu aslan çok uysal.

The lion is an animal.

Aslan, bir hayvandır.

There's a lion stalking us.

Bizi izleyen bir aslan var.

The lion is stalking us.

Aslan bizi izliyor.

The lion must be shot.

Aslan vurulmalı.

Tom is a lion tamer.

- Tom bir aslan terbiyecisidir.
- Tom bir aslan eğiticisidir.

The elephant crushes the lion.

Fil aslanı eziyor.

The lion bites the elephant.

Aslan fili ısırıyor.

- The lion is an animal.
- A lion is an animal.
- Lions are animals.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslanlar hayvandırlar.
- Aslan, bir hayvandır.

- The lion is the king of beasts.
- The lion is king of beasts.
- The lion is the king of the beasts.

Aslan hayvanların kralıdır.

I am roaring like a lion.

Ben bir aslan gibi kükrüyorum.

Have you ever seen a lion?

Hiç aslan gördün mü?

The lion followed the trainer's commands.

Aslan eğiticinin komutlarını takip etti.

Have you ever killed a lion?

Hiç aslan öldürdün mü?

The roaring lion terrified the boy.

Kükreyen aslan, oğlanı korkuttu.

Did you hear the lion roar?

Aslan kükremesini duydun mu?

There's a lion right behind you.

Tam arkanızda bir aslan var.

- Tom said he saw a lion yesterday.
- Tom said that he saw a lion yesterday.

Tom dün bir aslan gördüğünü söyledi.

- The lion is the king of the jungle.
- The lion is the king of the forest.

Aslan ormanın kralıdır.

We've got to catch the lion alive.

Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.

The lion is the king of beasts.

Aslan hayvanların kralıdır.

Tom has the heart of a lion.

Tom bir aslanın kalbine sahiptir.

I was surprised to see a lion.

Bir aslan gördüğüme şaşırdım.

Joe and I saw a lion yesterday.

Joe ve ben dün bir aslan gördük.

Every dog is a lion at home.

Her köpek evde bir arslandır.

Horse, lion, dog, goat: these are animals.

At, aslan, köpek, keçi: bunlar hayvandır.

When the lion roars, the zebras tremble.

Aslan kükrediğinde, zebralar titrer.

The lion decided to become a vegetarian.

Aslan, bir vejetaryen olmaya karar verdi.

Tom saw a lion at the zoo.

Tom hayvanat bahçesinde bir aslan gördü.

Iraq's last lion was killed in 1918.

Irak'ın son aslanı 1918'de katledilmişti.

I should not try to outrun a lion...

Bir aslandan koşarak kurtulmaya çalışmamalıyım

Ninety percent of lion kills happen at night.

Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.

Fox, lion and pig descending to the city

şehre inen tilki, aslan ve domuz

The lion is called the king of animals.

Aslan hayvanların kralı olarak adlandırılır.

The lion opened its huge mouth and roared.

Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

The lion ate the rabbit in one bite.

Aslan tavşanı bir lokmada yedi.

The lion began to roar as we approached.

Biz yaklaşırken, aslan kükremeye başladı.

To the mouse a cat is a lion.

Fare için bir kedi bir aslandır.

Love gave him the strength of a lion.

Aşk ona bir aslan gücünü verdi.

Which is stronger, a tiger or a lion?

Hangisi daha kuvvetlidir,bir kaplan mı yoksa bir aslan mı?

- If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- If you see a lion showing its teeth, don't assume it's smiling at you.

Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.

A solitary hyena is no match for a lion.

Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.

The lion ripped the flesh from the dead giraffe.

Aslan ölü zürafanın etini kopardı.

The lion struggled to get out of his cage.

Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.

I cannot roar like a lion. I'm a jackal.

Ben bir aslan gibi kükreyemem. Ben bir çakalım.

A living dog is better than a dead lion.

Yaşayan bir köpek, ölü bir aslandan daha iyidir.

The lion lay in the middle of the cage.

Aslan kafesin ortasında yatıyordu.

We can see that, for example, in The Lion King.

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

“That man is a lion,” said Napoleon, watching his advance.

"Bu adam bir aslan," dedi Napolyon ilerleyişini izleyerek.

The lion is often used as a symbol of courage.

Aslan çoğu zaman cesaret sembolü olarak kullanılır.

He is a lion at home and a mouse outside.

Evde aslan, dışarıda fare.

Oh my God, it's a lion! Get in the car!

Aman Tanrım, bir aslan! Arabaya bin!

This sea lion can balance a ball on its nose.

Bir deniz aslanı burnunda bir topu dengeleyebilir.

What would you do if you met a lion here?

Burada bir aslanla karşılaşsan ne yaparsın?

And thus the lion fell in love with the ewe.

Ve böylece aslan koyuna aşık oldu.

And for all the wonderful predatory skills that a lion has,

Bir aslan sahip olduğu tüm harika yırtıcı becerilerine rağmen

The lion walked to and fro in its cage all day.

Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.

The lion and the tiger are two different species of cat.

Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.

The lion put an end to his prey with one stroke.

Aslan bir darbede avını sona erdirdi.

Tom won a stuffed lion and I won a teddy bear.

Tom bir dolma aslan kazandı ve ben oyuncak bir ayı kazandım.

I have never seen a lion in front of my eyes.

Gözlerimin önünde hiç aslan görmedim.

There used to be a statue of a lion at the gate.

Kapıda bir aslan heykeli vardı.

I had not seen a lion before I was ten years old.

Ben on yaşından önce bir aslan görmemiştim.

Better be the head of a cat than the tail of a lion.

Azıcık aşım ağrısız başım olsun.

This bull sea lion hasn’t grown this big on a diet of fish alone.

Bu erkek denizaslanı sırf balık yiyerek bu kadar büyümedi.

Better to be the head of a dog than the tail of a lion.

Bir aslanın kuyruğu olmaktansa bir köpeğin başı olmak daha iyidir.

As the lion is king of beasts, so is the eagle king of birds.

Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.

A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.

Bir kedi; fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.

Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.

Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.

If the lion is the king of beasts, the eagle is the king of birds.

Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.