Examples of using "Spending" in a sentence and their turkish translations:
tüm AB harcamasının.
onlarla vakit geçiriyor
Paramı harcamayı bırak.
Biz harcamayı kesmeliyiz.
Onlar para harcıyorlardı.
Sami para harcıyordu.
Ben seninle vakit geçirmekten hoşlanırım.
Onunla vakit geçirmeyi seviyorum.
Noeli kiminle geçiriyorsun?
Harcamaları kısmamız gerekiyor.
Birlikte zaman geçirmek önemli.
Muhtemelen şimdi daha çok harcıyorum.
Biz çok para harcıyoruz.
Ben kapalı yerde vakit geçirmeyi tercih ederim.
Harcanan para ekonomiyi canlandırıyor.
- Cep harçlığını unutma.
- Yanına para almayı unutma.
Şimdi harcama kesintilerine ihtiyacımız var.
Dışarıda zaman geçiriyorum.
Parayı harcamaktan pişman olma.
- Sami deli gibi harcıyordu.
- Sami delirmişçesine harcıyordu.
- Benim paramı harcadığını unutma.
- Unutma ki harcadığın benim param.
- Benim paramı yediğini unutma.
bir trilyon dolar bütçeyi bulduğunu söylüyor.
Harcama konusundaki tartışma bekliyor.
Şükran gününü Tom'la birlikte mi geçiriyorsun
Bu kadar çok parayı harcadığıma pişmanım.
Aptalca şeylere para harcamayı durdurun.
Akşamları Tom'la geçiriyorum.
Seninle vakit geçirmeyi seviyorum.
Siz beyler tatillerinizi nasıl geçiriyorsunuz?
Onunla vakit geçirmeyi seviyorum.
Onunla zaman geçirmeyi seviyorum.
Tom'la zaman harcamayı seviyorum.
Mary ile vakit geçirmeyi seviyorum.
Ben Tom'la zaman geçirmekten hoşlanırım.
Endişelenerek çok fazla zaman harcıyorsun.
Onlarla zaman geçirmekten zevk alıyorum.
Onunla zaman geçirmekten zevk alıyorum.
Para harcamak seni mutlu eder mi?
Seninle zaman geçirmekten zevk alıyorum.
Tom Mary ile vakit geçirmeyi seviyor.
Noel'i nasıl geçireceksin?
Noeli kiminle geçiriyorsun?
Savurgan harcamayı kesmemiz gerekiyor.
Tom Mary ile zaman geçirmeye başladı.
Tom'la zaman geçirmekten hoşlanıyorum.
Tom, Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyordu.
Tom Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyor.
Şükrangünü'nü Tom'la geçirmiyor musun?
Noel'i Tom'la geçirmiyor musun?
Noel'i Tom'la mı geçireceksin?
Onunla zaman geçirmekten zevk alıyorum.
Tom ile vakit geçiriyorum.
Tom ile vakit geçirmekten keyif aldım.
Ders çalışarak yeterince zaman harcıyor musun?
Tom'u alışveriş çılgınlığı bastı.
Ben Noel arifesini ailemle birlikte geçiriyorum.
Tatilimi sahilde geçiriyorum.
TV izlemeye çok fazla vakit harcıyorsun.
- Televizyon seyrederek çok vakit harcıyor.
- Televizyon izleyerek çok vakit harcıyor.
O, TV izleyerek çok fazla zaman harcıyor.
Sevgililer gününü Tom'la birlikte mi geçiriyorsun?
Her sabahı Tom'la geçiriyorum.
Seninle zaman geçirmeyi gerçekten seviyorum.
Arkadaşlarımla vakit geçirmekten hoşlanıyorum.
Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.
Harcamayı kontrol altında tutmamız gerekir.
Birlikte vakit geçirmek benim için önemli.
Çocuklarınızla vakit harcamanın zararı olamaz.
Birlikte çok fazla zaman harcıyorlardı.
Tom ve Mary birlikte zaman geçirmekten keyif alırlar.
Tom ve ben birlikte zaman geçirmekten keyif alıyoruz.
Ben giysilere çok fazla harcıyor muyum?
Halk, hükûmetin yaptığı israflara kızgın.
Para harcamak çok kolay.
Başkan hükümet harcamalarını kısmak için söz verdi.
Tom Mary ile vakit geçiriyor.
Hafta sonunu nasıl geçiriyor olacaksın?
Öğleden sonrayı seninle geçirmekten hoşlandım.
Ailenizle vakit geçirmek önemlidir.
Tom bunu yaparak vakit geçiriyor.
Tom ve ben birlikte vakit geçirmekten hoşlanırız.
Biz geceyi amcamın evinde geçiriyoruz.
O, bilgisayarda çok fazla zaman harcıyor.
ve kamu parasını kamu mallarına harcayarak
vergi toplarken buna karşılık harcamaları aynı kaldı.
O böyle bir şeye para harcama konusunda isteksiz.
Bilgisayarda fazla zaman geçiriyorsun.
Tom ve Mary birlikte daha çok zaman harcamaya başladı.
Tom'un tatilini nerede geçirdiğini merak ediyorum.
Tom'la çok fazla zaman geçiriyorum.
Benimle zaman geçirmeni umursamıyorum.
Bize yardım ederek çok fazla zaman harcadığın için teşekkürler.
Birlikte çok zaman harcıyoruz.
Birlikte çok zaman harcıyorlar.
Bir servet harcamadan kendinizi şımartabilirsiniz.
Çocuklarınla yeterli zaman geçiriyor musun?