Translation of "Spend" in Turkish

We shouldn't spend money.

Para harcamamalıyız.

We spend too much.

Çok fazla harcarız.

Spend within your means.

Gelirine uygun bir şekilde harca.

You spend more time with Tom than you spend with me.

Tom'la benle geçirdiğinden daha fazla zaman geçiriyorsun.

Don't spend too much money.

Çok fazla para harcama.

How did you spend Christmas?

Noel'i nasıl geçirdin?

Let's spend some time together.

Birlikte biraz zaman geçirelim.

Can I spend the night?

Geceyi geçirebilir miyim?

You spend too much money.

Çok fazla para harcıyorsun.

Spend some time with me.

Benimle biraz zaman geçir.

Why not spend the night?

- Neden konaklamıyorsun?
- Neden gecelemiyorsun?

Professional athletes spend hours training.

Profesyonel sporcular antrenmana saatler harcarlar.

They spend the night together.

Onlar geceyi birlikte geçirdi.

I'll spend the night here.

Geceyi burada geçireceğim.

Let's spend all weekend together.

Tüm hafta sonunu birlikte geçirelim.

Spend money and enjoy life!

- Para harca ve hayatın tadını çıkar!
- Para harca ve hayattan zevk al!

Tom shouldn't spend so much.

Tom'un o kadar çok harcamaması gerekir.

I shouldn't spend so much.

Bu kadar çok harcamamalıyım.

I didn't spend a penny.

- Bir kuruş harcamadım.
- Tek kuruş harcamadım.

I spend the day talking.

Günü konuşarak geçiriyorum.

You may spend the night.

Geceyi geçirebilirsiniz.

You can spend the night.

Geceyi geçirebilirsin.

- Where did you spend your summer vacation?
- Where did you spend your summer?

Yaz tatilinizi nerede geçirdiniz?

- Don't spend money that you don't have.
- Don't spend money you don't have.

Elinde olmayan parayı harcama.

- How much does he spend per month?
- How much does she spend per month?

- O, ayda ne kadar harcama yapıyor?
- O, ayda ne kadar harcar?

- You spend too much time with him.
- You spend too much time with her.

Onunla çok fazla zaman harcadın.

- How much does Tom spend a month?
- How much does Tom spend per month?

Tom bir ayda ne kadar harcar?

- How much do you want to spend?
- How much are you willing to spend?

Ne kadar harcamak istiyorsun?

- Everyone seemed to have money to spend.
- Everybody seemed to have money to spend.

Herkesin harcayacak parası var gibiydi.

How did you spend your vacation?

Tatilini nasıl geçirdin?

How did you spend your weekend?

Hafta sonunu nasıl geçirdin?

How did you spend your holiday?

- Tatilinizi nasıl geçirdiniz?
- Tatilini nasıl geçirdin?

Let's spend the whole day fishing.

Bütün günü balık tutarak geçirelim.

Tom used to spend summers here.

Tom yazları burada geçirirdi.

Where do you spend your weekends?

Hafta sonlarını nerede geçiriyorsunuz?

Where did you spend your vacation?

Tatilini nerede geçirdin?

We often spend the weekends together.

Hafta sonlarını sık sık birlikte geçiririz.

You may spend this money freely.

Bu parayı özgürce harcayabilirsin.

How much did you guys spend?

- Siz arkadaşlar ne kadar harcadınız?
- Siz beyler ne kadar para harcadınız?

I don't have much to spend.

Harcayacak çok param yok.

You spend too much time worrying.

Endişe ederek çok fazla zaman harcıyorsun.

How will you spend your time?

Zamanını nasıl geçireceksin?

Did you spend the night here?

Geceyi burada mı geçirdin?

We used to spend hours there.

Biz orada saatler harcardık.

Where did you spend your summer?

Yaz mevsiminizi nerede harcadınız?

Spend what remains of the money.

Paranın geriye kalanını harcayın.

You cannot spend money like this.

Parayı böyle harcayamazsın.

How should we spend our evenings?

Akşamlarımızı nasıl geçirmeliyiz?

I wouldn't spend my life here.

Hayatımı burada harcamazdım.

You spend too much time alone.

Tek başına çok zaman harcıyorsun.

Where does Tom spend his holidays?

Tom tatillerini nerede geçirir?

How did you spend your day?

Gününü nasıl geçirdin?

How should we spend the evening?

Akşamı nasıl geçirmeliyiz?

I could spend hours in here.

Burada saatler harcayabilirim.

I could spend days in here.

Burada günler harcayabilirsiniz.

Where did you spend your holidays?

Tatilini nerede geçirdin?

How do you spend your time?

Zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?

How did you spend last weekend?

Geçen hafta sonunu nasıl geçirdin?

How did you spend your summer?

Yazını nasıl geçirdin?

Don't spend more than you earn.

Kazandığından daha fazla harcama.

Tom doesn't spend much time studying.

Tom eğitim için fazla zaman harcamaz.

I'll spend Christmas with my family.

Noel'i ailemle geçireceğim.

How did you spend the day?

Günü nasıl geçirdiniz?

How much money did you spend?

Ne kadar para harcadın?

How much money did Tom spend?

Tom ne kadar para harcadı?

Where will you spend your vacation?

Tatilinizi nerede geçireceksiniz?

Did you spend Christmas with Tom?

Noel'i Tom'la geçirdin mi?

Won't you spend Christmas with Tom?

Noel'i Tom'la geçirmeyecek misin?

I don't spend time with Tom.

- Tom ile zaman harcamıyorum.
- Tom'la vakit geçirmiyorum.

We don't spend enough time together.

Birlikte yeterince vakit harcamıyoruz.

I spend my summers in Boston.

Yazlarımı Boston'da geçiririm.

You can't spend the night here.

Geceyi burada geçiremezsin.

- You shouldn't spend more money than you earn.
- You shouldn't spend more than you earn.

Kazandığından fazla harcamaman gerekir.

- We can't spend money we don't have.
- We can't spend money that we don't have.

Elimizde olmayan parayı harcayamayız.

- You should not spend more money than you earn.
- You shouldn't spend more money than you earn.
- You shouldn't spend more than you earn.

Kazandığından daha fazla para harcamamalısın.

- Many people spend more than they earn.
- A lot of people spend more than they earn.

Birçok insan kazandığından fazlasını harcıyor.

- I'd like to spend more time with you.
- I want to spend more time with you.

Seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum.

Macaques spend hours in this thermal pool.

Makaklar, bu termal havuzda saatlerce kalır.

You can't spend what you don't have.

Sahip olmadığın şeyi tüketemezsin.

Don't spend the whole night preparing yourself.

Bütün geceyi kendini hazırlarken harcama.

How did you spend your free time?

Boş zamanını nasıl geçirdin?

I'll spend all afternoon listening to music.

Tüm öğleden sonrayı müzik dinleyerek geçireceğim.

You can spend the night with us.

Geceyi bizimle geçirebilirsin.

I want to spend time with you.

Seninle zaman geçirmek istiyorum.

He knows how to spend his money.

Parasını nasıl harcayacağını bilir.

I will spend next Sunday reading novels.

Önümüzdeki Pazarı romanlar okuyarak geçireceğim.

I like to spend winters in Germany.

Kışları Almanya'da geçirmeyi seviyorum.

Cows spend hours just chewing their cud.

İnekler sadece geviş getirerek saatler harcar.

You spend too much time with him.

Onunla çok fazla zaman harcadın.

How much do you want to spend?

Ne kadar harcamak istiyorsun?

Tom wants to spend time with me.

Tom benimle zaman geçirmek istiyor.

Did you spend the night with her?

- Geceyi onunla geçirdin mi?
- Geceyi onunla mı geçirdin?

We're planning to spend our honeymoon abroad.

Balayımızı yurt dışında geçirmeyi planlıyoruz.

How do you usually spend your weekends?

Genellikle hafta sonlarını nasıl geçirirsiniz?