Examples of using "Snack" in a sentence and their turkish translations:
Bir aperitif al.
Bir aperitife ne dersin?
Atıştırma zamanı.
Bana bir hafif yemek ısmarla.
- Bir aperitife ihtiyacım var.
- Atıştırmalığa ihtiyacım var.
En sevdiğin aperitif hangisidir?
O bize bir aperitif hazırladı.
Tom bize bir aperitif hazırladı.
Aperitif makinesi nerede?
Patlamış mısır en sevdiğim aperitif.
Sana bir aperitif yaptım.
Favori tuzlu aperitifiniz nedir?
Favori aperitif yiyeceğin nedir?
Ben sadece bir aperitif istiyorum.
Atıştırmalık bir şeyler hazırladım kendimize.
Bana bir aperitif yapabilir misin?
Bize aperitif yaptım.
Ben çikolatalı bir aperitif yiyeceğim.
Havuç sağlıklı bir aperitiftir.
- Okuldan sonra çocukların bir ara öğünü var.
- Okuldan sonra çocuklar bir ara öğün yerler.
Senin için hafif bir yemek hazırladım.
Bir şeyler atıştırmak için yeterli zaman var.
Kızarmış muz burada favori bir aperitiftir.
Tom, Mary için bir aperitif hazırlıyor.
Ben bir gece yarısı yemeği olmadan uyuyamıyorum.
Atıştırabileceğim bir şeyimiz var mı?
Gece yarısı aperitifi olarak çabuk erişte yedim.
Kendime bir aperitif alacaktım.
Yöbing, Çin'in abur cuburlarından biri.
Ben genellikle 2.30 civarında atıştırırım.
Tuzlu krakerler çocukların en sevdiği abur cuburdu.
Öğleden sonra atıştırmalığı için krem karamel yedim.
Tom ikindi kahvaltısı için ne yer?
Çocuklar verandada bir aperitif yiyorlar.
Genellikle yaklaşık 2.30'da bir şeyler atıştırırım.
İkindi vakti atıştırmalık olarak ne yiyor?
Yolda küçük bir atıştırmalık bile yedim.
İşe dönmeden önce atıştırmalık bir şeyler yedim.
Hızlı bir mola ve bir aperitiften sonra o yeniden canlanmış hissetti.
peki sizce hangi atıştırmalık bize güç verir?
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
Öğlen yemeğinde ne yersin?
Ben açım; bu yüzden beni akşam yemeğine kadar idare edecek bir aperitif hazırlayacağım.
Diğer birçok aperitifle karşılaştırıldığında patlamış mısır çok ucuzdur. Ayrıca genellikle daha sağlıklıdır.
Büfelerden hoşlanmıyorum. Onlar pahalı, gürültülü ve tütün ve kızrtılmış yiyecek kokusu dolu.