Translation of "Buy" in Turkish

Buy!

- Al!
- Satın al!

- Don't buy it.
- Don't buy it!

Onu satın almayın.

- I'd buy that.
- I'll buy that.

Onu alırdım.

Buy it!

Onu satın alın!

- I'll buy one.
- I will buy one.

Bir tane alacağım.

- What will you buy?
- What'll you buy?

Ne satın alacaksın?

- What are you going to buy?
- What will you buy?
- What'll you buy?

- Ne alacaksın?
- Ne satın alacaksın?

- Money cannot buy freedom.
- Money can't buy freedom.

Para özgürlüğü satın alamaz.

- You cannot buy happiness.
- You can't buy happiness.

Mutluluğu satın alamazsın.

"Will you buy it for me?" "Buy what?"

"Bunu benim için alır mısın?" "Neyi alayım?"

- Money cannot buy happiness.
- Money can't buy happiness.

Para mutluluğu satın alamaz.

- Don't buy me anything.
- Don't buy me anything!

Bana bir şey alma.

- She didn't buy bread.
- He didn't buy bread.

- Ekmek satın almadı.
- O ekmek almadı.

Tom didn't buy what he said he'd buy.

Tom satın alacağını söylediği şeyi almadı.

Tom didn't buy what he needed to buy.

Tom alması gereken şeyi almadı.

Tom didn't buy everything he needed to buy.

Tom alması gereken her şeyi almadı.

- Tom didn't buy everything we asked him to buy.
- Tom didn't buy everything that we asked him to buy.

Tom almasını istediğimiz her şeyi almadı.

- I didn't buy everything Tom asked me to buy.
- I didn't buy everything that Tom asked me to buy.

Tom'un almamı istediği her şeyi almadım.

- Tom didn't buy me what he promised he'd buy.
- Tom didn't buy me what he promised that he'd buy.

Tom satın alacağına söz verdiği şeyi bana satın almadı.

- I must buy one.
- I need to buy one.
- I have to buy one.

Ben bir tane almalıyım.

We buy CDs.

Biz CD'ler alırız.

Buy or die!

Satın al veya öl!

We buy bread.

Ekmek satın alırız.

I'll buy it.

- Bunu alacağım.
- Bunu satın alacağım.

I buy flowers.

Ben çiçekler alıyorum.

Don't buy it.

Onu satın almayın.

I'll buy this.

Bunu alacağım.

I buy tapes.

Bantları satın alırım.

They'll buy something.

Onlar bir şey alacaklar.

I'll buy that.

Onu alacağım.

Buy some toys.

- Birkaç oyuncak satın al.
- Birkaç oyuncak satın alın.

They'll buy anything.

Onlar bir şey alacak.

Don't buy that.

- Onu satın alma.
- Bunu satın almayın.
- Kanmayın.

I'd buy it.

Onu alırdım.

He'll buy something.

O bir şey satın alacak.

You buy bread.

Ekmek satın alırsın.

They buy bread.

Onlar ekmek satın aldılar.

Who'd buy this?

Bunu kim alırdı?

We'll buy that.

Biz bunu alacağız.

Just buy those.

Sadece bunları satın alın.

Let's buy it.

Bunu satın alalım.

What'll you buy?

Ne satın alacaksın?

- Gold will not buy everything.
- Gold can't buy everything.

Altın her şeyi satın alamaz.

- I will buy a car.
- I'll buy a car.

Bir araba alacağım.

- Please do not buy it.
- Please don't buy it.

Lütfen onu satın alma.

- Tom didn't buy any bread.
- Tom didn't buy bread.

Tom ekmek almadı.

- Who's buying?
- Who would buy this?
- Who'd buy this?

Kim satın alıyor?

Did you buy what I asked you to buy?

Almanı istediğim şeyi aldın mı?

- I didn't buy any bread.
- I didn't buy bread.

Hiç ekmek almadım.

I didn't buy everything Sami asked me to buy.

Sami'nin satın almamı istediği her şeyi satın almadım.

I didn't buy everything you asked me to buy.

Satın almamı istediğin her şeyi almadım.

- I'll buy that for you.
- I'll buy you that.

Onu senin için alacağım.

- What are you going to buy?
- What'll you buy?

Ne satın alacaksın?

- I will buy the tickets.
- I'll buy the tickets.

Biletleri satın alacağım.

- Did you buy apples?
- Did you buy any apples?

Hiç elma satın aldın mı?

- I want to buy.
- I would like to buy.

Satın almak istiyorum.

- I will buy a car.
- I'm going to buy a car.
- I'll buy a car.

Arabayı alacağım.

- I'll buy this desk for Tom.
- I'll buy Tom this desk.
- I'll buy Tom this table.

Bu masayı Tom için alacağım.

- Don't forget to buy milk.
- Remember to buy some milk.
- Don't forget to buy some milk.

Biraz süt almayı unutma.

- Where did you buy that?
- Where did you buy this?

Bunu nerede aldın?

Buy me a turtle, Mom, please buy me a turtle!

Bana bir kaplumbağa al, anne, lütfen bana bir kaplumbağa al!

- I want to buy that.
- I want to buy this.

Onu satın almak istiyorum.

- Let me buy this car!
- Let me buy this car.

Bu arabayı alayım.

- Why did you buy it?
- Why did you buy that?

Onu neden satın aldın?

- What book did you buy?
- Which book did you buy?

Hangi kitabı aldın?

- Why did you buy it?
- Why did you buy this?

Bunu niye satın aldın?

- Are you going to buy that?
- Would you buy that?

Bunu alır mısın?

I'll buy whatever Tom wants me to buy for him.

Tom'un onun için almamı istediği her şeyi alacağım.

Tom forgot to buy what Mary asked him to buy.

Tom Mary'in ona satın almasını istediği şeyi almayı unuttu.

- You better buy that book.
- You'd better buy that book.

O kitabı alsan iyi olur.

- Did you buy the lantern?
- Did you buy a lantern?

Bir fener satın aldın mı?

- Tom didn't buy the dress Mary wanted him to buy her.
- Tom didn't buy the dress that Mary wanted him to buy her.

Tom Mary'nin onun almasını istediği giysiyi satın almadı.

- I'll buy a pen for him.
- I'll buy a pen from him.
- I'll buy a pen for her.
- I'll buy a pen from her.

Onun için bir dolma kalem satın alacağım.

Just don't hit buy.

ama satın al tuşuna tıklamayın.

What did you buy?

Ne satın aldınız?

I'll buy a Ford.

Ben bir Ford alacağım.

Don't buy on credit.

Taksitle satın alma.

Did you buy apples?

Elma satın aldın mı?

Money can't buy everything.

Para her şeyi satın alamaz.

I didn't buy them.

Onları almadım.

Buy low, sell high.

Düşük al, yüksek sat.

Buy the full version.

Tam sürümü satın alın.

Did you buy it?

Onu satın aldın mı?

I'll buy a tape.

Bir teyp alacağım.

Did you buy juice?

Meyve suyu aldın mı?

Should I buy something?

- Bir şey satın almalı mıyım?
- Bir şey satın almam gerekiyor mu?