Translation of "Skill" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Skill" in a sentence and their turkish translations:

That takes skill.

- Bu beceri gerektirir.
- Bunun için yetenek lazım.

Everyone recognized his skill.

Herkes onun yeteneğini biliyordu.

Your skill impresses me.

Becerin beni etkiliyor.

Kneading dough requires skill.

Hamur yoğurmak beceri ister.

Is a critical life skill.

hayati bir yaşam becerisidir.

The showmanship, the athletic skill,

gösteri sanatını, atletik yetileri,

It requires skill and dedication.

Bu beceri ve özveri gerektirir.

But, I use the word skill

Ama, ben yetenek sözcüğünü kullanıyorum

It's about skill, knowledge and risk.

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

Swimming is a very useful skill.

Yüzme, çok faydalı bir beceridir.

He showed a lot of skill.

O bir sürü yetenek gösterdi.

I admire his skill at driving.

Onun sürüş becerisine hayranım.

Tom was impressed by Mary's skill.

Tom Mary'nin becerisinden etkilendi.

I was impressed by Tom's skill.

Tom'un yeteneğinden etkilendim.

She drove with skill and experience.

O beceri ve deneyimle araba sürdü.

Tom was impressed with Mary's skill.

Tom, Mary'nin becerisinden etkilendi.

I will teach you this skill.

Sana bu beceriyi öğreteceğim.

It's all about skill, knowledge and risk.

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

But the huntsman has a remarkable skill.

Fakat avcının inanılmaz bir kabiliyeti var.

She prides herself on her driving skill.

O sürüş becerisiyle gurur duyar.

She showed great skill on the piano.

Piyanoda büyük yetenek gösterdi.

Her skill in dancing is well known.

Onun dans etmedeki becerisi iyi bilinir.

His skill qualifies him for the job.

Onun yeteneği iş için onu yeterli kılıyor.

His skill in English truly astounds me.

İngilizcedeki yeteneği beni gerçekten şaşırtıyor.

How can I improve my English skill?

İngilizce yeteneğimi nasıl geliştirebilirim?

Cricket is a game that takes skill.

Kriket beceri gerektiren bir oyundur.

Tom doesn't have the skill to win.

Tom kazanacak yeteneğe sahip değildir.

Is the motor skill for riding a bike.

bisiklet sürmek için gereken motor becerisidir.

She has improved her skill in cooking recently.

Son zamanlarda pişirmedeki becerisini geliştirdi.

Look for athletes who don't just have skill.

insanları aradığını biliyor muydunuz?

She prides herself on her skill in cooking.

Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.

Playing chess requires a certain amount of skill.

Satranç oynama bir miktar yetenek gerektirir.

Do you have the skill to do that?

Bunu yapma yeteneğin var mı?

We've all tried to learn a new motor skill,

Yeni bir motor yetisi öğrenmeye çalıştık,

It was almost too late. But with immense skill,  

Neredeyse çok geçti. Ancak muazzam bir beceriyle,

He plays the role of Macbeth with great skill.

O, büyük yeteneğiyle Machbeth rolü oynar.

Fluency in English is a very marketable skill today.

İngilizce akıcılık bugün çok pazarlanabilir bir yetenektir.

With skill and perseverance you can achieve any goal.

Beceri ve azimle herhangi hedefe ulaşabilirsiniz.

After playing tennis all summer, I've acquired considerable skill.

Bütün yaz tenis oynadıktan sonra, önemli bir beceri kazandım.

My special skill is being able to sleep anywhere.

Benim özel becerim herhangi bir yerde uyuyabilmektir.

This work calls for a high degree of skill.

Bu iş yüksek derecede yetenek gerektiriyor.

You must be superior to me in this skill.

Bu beceride bana göre üstün olmalısın.

How much we pay you depends on your skill.

Size ne kadar ödeme yapacağımız, yeteneğinize bağlıdır.

The whole company were surprised at the youth's skill.

Bütün şirket gençlerin becerisine şaşırdı.

He is very proud of his skill as a pilot.

Bir pilot olarak yeteneğinden çok gurur duyuyor.

What is the difference between "skill" and "ability" in English?

İngilizcede "skill" ve "ability" arasındaki fark nedir?

He developed his English skill while he was in America.

Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.

He who has skill and art, becomes famed in the world.

Yeteneği ve sanatı olan bu dünyada ünlü olur.

- Translation is a scholarly discipline.
- Translation is a kind of special skill.

Çeviri bir tür özel yetenektir.

She has no experience in typing, nor does the skill interest her.

Onun yazmada hiçbir deneyimi yok ne de beceri onu ilgilendiriyor.

He has an interesting job but it requires a lot of skill.

İlginç bir işi var ama çok fazla beceri gerektiriyor.

The long darkness ahead will be a test of her endurance and skill.

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

But they still lack the skill or strength to survive without their mother.

anneleri olmadan hayatta kalacak yetenek veya güce henüz sahip değiller.

But he further demonstrated his military skill,  winning a series of skirmishes on Desaix’s  

Ancak, Desaix'in Yukarı Mısır'a yaptığı seferde bir dizi çatışmayı kazanarak askeri becerisini daha da kanıtladı

Nevertheless, it was a role he performed with great skill: his division distinguished itself

. Yine de, büyük bir ustalıkla gerçekleştirdiği bir roldü: Bölümü

Because of his great professional skill, the lawyer has a large number of clients.

Avukatın müthiş profesyonel yeteneği sayesinde çok sayıda müvekkili var.

All the skill of the sailors gave way to the violence of the storm.

Denizcilerin tüm yetenekleri fırtınanın şiddetine boyun eğdi.

The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.

Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.

The crowd may be on the side of Luciano, but the champ has got the skill to win and that's what matters.

Kalabalık Luciano tarafında olabilir ama şampiyon kazanma becerisine sahip ve önemli olan budur.

This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano.

Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.