Examples of using "Dough" in a sentence and their turkish translations:
Hamuru yoğur.
Hamuru usulca yoğur.
O, hamuru açtı.
Onlar çok para kazanıyor.
Biz çok para kazanıyoruz.
Hamur yoğurmak beceri ister.
Tom hamuru yuvarladı.
Tom hamuru kesti.
Tom hamuru yoğuruyor.
Hiç hamur yoğurdun mu?
Ben baklava açtım.
Şu adam çok para kazanıyor.
- Adam paraya para demiyor.
- Şu arkadaş para içinde yüzüyor.
- Şu arkadaş servet içinde yüzüyor.
Yüklüyüm.
Hamuru ellerinizle gerin.
Hamuru top şeklinde biçimlendir.
Hamur hâlâ biraz kalın.
Krep için kullanılan hamur incedir.
Hamur tezgaha sıkışmış.
Hamuru geceleyin buzdolabına koy.
Tom hamuru iki parçaya ayırdı.
Biraz kurabiye yapmak için hamur açtı.
Fırıncı hamura tuz atmayı unuttu.
Ben çok para kazanıyorum.
Tom onu germeye çalıştığında hamur parçalandı.
Hamur, su, un, tuz ve anlık mayadan yapılır.
O, çok para kazanıyor.
Büyükannem hamur yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
Baklava kıyılmış fındık ile dolu filo hamur katmanları yapılan tatlı hamurdur.
Benim çok param var.
O çok para kazanıyor.
Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.