Translation of "Sam" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Sam" in a sentence and their turkish translations:

Sam, no!

Hayır, Sam!

Sam, don't!

Sam, yapma!

Play it again, Sam.

Bunu tekrar çal, Sam.

Sam, what are you doing?

Sam, ne yapıyorsun?

Sam has a fish store.

Sam'in bir balık mağazası var.

Sam went skiing in January.

Sam, ocak ayında kayak yapmaya gitti.

He met Sam purely by chance.

O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.

Sam helps whoever asks him to.

Sam yardım isteyen herkese yardım eder.

Mum! Don't compare me with Sam!

Anne! Benimle Sam'i kıyaslama!

Sam is a philosopher, isn't he?

Sam bir filozoftur, değil mi?

Sam is serious about his work.

Sam işi hakkında ciddi.

Sam made the school basketball team.

Sam, okul basketbol takımına girebildi.

Sam has already done his homework.

Sam zaten ev ödevini yaptı.

Sam is two years younger than Tom.

Sam Tom'dan iki yaş küçük.

Sam, this is gonna take you hours.

Sam, bu senin saatlerini alacak.

Sam joined the army when he was eighteen.

Sam on sekiz yaşındayken orduya katıldı.

They are going to throw a party for Sam.

Onlar Sam için bir parti verecekler.

Sam couldn't figure out how to use the machine.

Sam makinenin nasıl kullanıldığını çözemedi.

Wendy, I'd like you to meet my brother Sam.

Wendy, ben kardeşim Sam ile tanışmanı istiyorum.

Sam was able to enter the school's basketball team.

Sam okulun basketbol takımına girebildi.

The word "sam" is short for "computer" in Lojban.

"Sam "kelimesi Lojban'da "computer " kelimesinin kısaltılmış şeklidir.

Sam remembered growing up and being told 'Boys don't cry',

Sam büyürken kendisine “Erkekler ağlamaz” dendiğini hatırlıyordu.

She wondered where Sam was and what he was doing.

Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.

Wendy, I want to introduce you to my brother Sam.

Wendy, seni erkek kardeşim Sam'le tanıştırmak istiyorum.

For all his faults, Sam is still a very likable person.

Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.

If Sam had woken up earlier, he wouldn't have missed the bus.

Eğer Sam daha erken kalksaydı otobüsü kaçırmazdı.

Sam has promised to pay the money at the end of the month.

Sam ayın sonunda parayı ödemek için söz verdi.

I tried to persuade Sam to give up his plan, only to fail.

Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,

When he got to the party, Sam made a bee line for the food.

O, partiye gittiğinde, Sam doğruca yemek almaya gitti.

If you’ve been following VisualPolitik for a long time, you already know that Uncle Sam

Eğer VisualPolitik'i uzun zamandır takip ediyorsanız, Sam Amca'nın Avrupa'ya

As factories and growths. Luckily enough, Uncle Sam was ready to help. At the end of

evler ve fabrikalar dahildi. Neyse ki Amca Sam yardıma hazırdı. Günün sonunda,