Translation of "Chance" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Chance" in a sentence and their turkish translations:

- Take a chance.
- Take a chance!

Şansını kullan!

Fat chance.

Hiç şansın yok.

- Give me a chance!
- Give me a chance.

Bana bir şans ver.

- Give peace a chance.
- Give peace a chance!

Barışa bir şans verin.

- You missed your chance.
- You lost your chance.

Sen fırsatını kaçırdın.

- Everyone deserves a chance.
- Everybody deserves a chance.

Herkes bir şans hak ediyor.

- This is your only chance.
- It's your only chance.
- This is your one chance.

Bu senin tek şansın.

A chance encounter,

Bir şans karşılaşması,

Yeah, fat chance!

Evet, hiç şansın yok!

Here's my chance.

- İşte benim şansım.
- İşte benim kısmetim.

I'll chance it.

Bunu göze alacağım.

Now's our chance.

Şimdi bizim şansımız.

There's one chance.

Bir şans var.

Now's my chance.

Şimdi benim şansım.

- We don't have a chance.
- We have no chance.

Şansımız yok.

- It's our only chance.
- This is our only chance.

Bu bizim tek şansımız.

- Give him another chance.
- Give him a second chance.

Ona bir şans daha ver.

- You don't have a chance.
- You don't stand a chance.
- You haven't got a chance.

- Şansın yok.
- Şansınız yok.

- We still have a chance.
- We've still got a chance.

Hâlâ bir şansımız var.

- You never stood a chance.
- You never had a chance.

Hiç şansın olmadı.

- We've only got one chance.
- We have only one chance.

Sadece bir şansımız var.

- We don't have a chance.
- We don't stand a chance.

Hiç şansımız yok.

- We didn't stand a chance.
- We didn't have a chance.

Elimize fırsat geçmedi.

- Please give him a chance.
- Please give her a chance.

Lütfen ona bir şans ver.

- You don't have a chance.
- You haven't got a chance.

Senin bir şansın yok.

- Everybody still has a chance.
- Everyone still has a chance.

Herkesin hâlâ bir şansı var.

- Everyone deserves a second chance.
- Everybody deserves a second chance.

- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.

- I'll take the chance.
- I'll take my chance.
- I'll give it a shot.
- I'll take a chance.

Şansımı deneyeceğim.

I lost another chance.

Bir fırsat daha kaybettim.

I've missed another chance.

Bir fırsat daha kaçırdım.

Nothing happens by chance.

- Hiçbir şey tesadüfen olmaz.
- Hiçbir şey şans eseri olmaz.

Give me a chance.

Bana bir şans ver.

I want another chance.

Bir şans daha istiyorum.

It's the last chance.

Bu son şans.

You had your chance.

Senin şansın vardı.

We'll get another chance.

İkinci bir şans alacağız.

We'll take that chance.

- O şansı alacağız.
- O fırsatı alacağız.

You'll get your chance.

Şansınızı alacaksınız.

You'll get another chance.

Başka bir fırsatı bulacaksın.

You lost your chance.

- Şansını yitirdin.
- Şansını kaybettin.

It's your last chance.

Senin son şansın.

I had my chance.

Şansım vardı.

Now is your chance.

Şimdi senin fırsatın.

The chance is gone.

Şans gitti.

I missed my chance.

Fırsatımı kaçırdım.

I need another chance.

Bir şansa daha ihtiyacım var.

There's no third chance.

Üçüncü bir şans yok.

I'll take that chance.

Bu riske gireceğim.

I'll take the chance.

Şansımı deneyeceğim.

I'll take my chance.

Şansımı deneyeceğim.

We have a chance.

Bir şansımız var.

She missed her chance.

O, şansını kaçırdı.

He missed his chance.

O, şansını yitirdi.

It's our only chance.

Tek şansımız bu.

It's my only chance.

Bu benim tek şansım.

It's their only chance.

Bu onların tek şansı.

It's her only chance.

Bu onun tek şansı.

I'll take a chance.

- Şansımı deneyeceğim.
- Kendimi riske atacağım.
- Riski göze alacağım.

Give Tom another chance.

Tom'a bir şans daha ver.

Give me another chance.

Bana bir şans daha verin.

We had a chance.

Bir şansımız vardı.

Everybody wants another chance.

Herkes bir şans daha istiyor.

This is your chance.

Bu sizin şansınız.

- Try!
- Take a chance.

Bir dene.

Let's take that chance.

O riske girelim.

Give Tom a chance.

Tom'a bir şans ver.

Tom deserves another chance.

Tom bir şans daha hak ediyor.

You've had your chance.

Şansın vardı.

Tom got another chance.

- Tom bir şans daha aldı.
- Tom bir şans daha yakaladı.

It's Tom's only chance.

Bu, Tom'un tek şansı.

You have one chance.

Senin bir şansın var.

We had one chance.

Bizim bir şansımız vardı.

Tom took a chance.

Tom kendini riske attı.

You had a chance.

Bir şansın vardı.

Give us a chance.

Bize bir şans verin.

Give it a chance.

Ona bir şans ver.

We lost our chance.

Şansımızı kaybettik.

There's still a chance.

Hâlâ bir şans var.

Give them a chance.

Onlara bir şans ver.

Give him a chance.

Ona bir şans ver.

Give her a chance.

Ona bir şans tanı.

Don't miss this chance.

Bu fırsatı kaçırmayın.

Tom missed his chance.

Tom fırsatını kaçırdı.

Give peace a chance.

Barışa bir şans verin.

Give her another chance.

Ona bir şans daha ver.

There's not a chance.

Bir olasılık yok.

Give me a chance!

Bana bir şans ver!

We've got a chance.

Bizim bir şansımız var.

That was our chance.

O bizim şansımızdı.

I'm taking a chance.

Riski göze alıyorum.

I deserve another chance.

- Başka bir şansı hak ediyorum.
- Bir şansı daha hak ediyorum.

I got another chance.

Bir başka şans buldum.

I had another chance.

Başka bir şansım vardı.