Examples of using "Chance" in a sentence and their turkish translations:
Şansını kullan!
Hiç şansın yok.
Bana bir şans ver.
Barışa bir şans verin.
Sen fırsatını kaçırdın.
Herkes bir şans hak ediyor.
Bu senin tek şansın.
Bir şans karşılaşması,
Evet, hiç şansın yok!
- İşte benim şansım.
- İşte benim kısmetim.
Bunu göze alacağım.
Şimdi bizim şansımız.
Bir şans var.
Şimdi benim şansım.
Şansımız yok.
Bu bizim tek şansımız.
Ona bir şans daha ver.
- Şansın yok.
- Şansınız yok.
Hâlâ bir şansımız var.
Hiç şansın olmadı.
Sadece bir şansımız var.
Hiç şansımız yok.
Elimize fırsat geçmedi.
Lütfen ona bir şans ver.
Senin bir şansın yok.
Herkesin hâlâ bir şansı var.
- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.
Şansımı deneyeceğim.
Bir fırsat daha kaybettim.
Bir fırsat daha kaçırdım.
- Hiçbir şey tesadüfen olmaz.
- Hiçbir şey şans eseri olmaz.
Bana bir şans ver.
Bir şans daha istiyorum.
Bu son şans.
Senin şansın vardı.
İkinci bir şans alacağız.
- O şansı alacağız.
- O fırsatı alacağız.
Şansınızı alacaksınız.
Başka bir fırsatı bulacaksın.
- Şansını yitirdin.
- Şansını kaybettin.
Senin son şansın.
Şansım vardı.
Şimdi senin fırsatın.
Şans gitti.
Fırsatımı kaçırdım.
Bir şansa daha ihtiyacım var.
Üçüncü bir şans yok.
Bu riske gireceğim.
Şansımı deneyeceğim.
Şansımı deneyeceğim.
Bir şansımız var.
O, şansını kaçırdı.
O, şansını yitirdi.
Tek şansımız bu.
Bu benim tek şansım.
Bu onların tek şansı.
Bu onun tek şansı.
- Şansımı deneyeceğim.
- Kendimi riske atacağım.
- Riski göze alacağım.
Tom'a bir şans daha ver.
Bana bir şans daha verin.
Bir şansımız vardı.
Herkes bir şans daha istiyor.
Bu sizin şansınız.
Bir dene.
O riske girelim.
Tom'a bir şans ver.
Tom bir şans daha hak ediyor.
Şansın vardı.
- Tom bir şans daha aldı.
- Tom bir şans daha yakaladı.
Bu, Tom'un tek şansı.
Senin bir şansın var.
Bizim bir şansımız vardı.
Tom kendini riske attı.
Bir şansın vardı.
Bize bir şans verin.
Ona bir şans ver.
Şansımızı kaybettik.
Hâlâ bir şans var.
Onlara bir şans ver.
Ona bir şans ver.
Ona bir şans tanı.
Bu fırsatı kaçırmayın.
Tom fırsatını kaçırdı.
Barışa bir şans verin.
Ona bir şans daha ver.
Bir olasılık yok.
Bana bir şans ver!
Bizim bir şansımız var.
O bizim şansımızdı.
Riski göze alıyorum.
- Başka bir şansı hak ediyorum.
- Bir şansı daha hak ediyorum.
Bir başka şans buldum.
Başka bir şansım vardı.