Translation of "Met" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Met" in a sentence and their turkish translations:

- We've never met.
- We never met.

Biz hiç tanışmadık.

- I've met Tom.
- I met Tom.

Tom'la tanıştım.

- I've met them.
- I've met him.

Onlarla tanıştım.

- I met Tom here.
- We met Tom here.

Tom'la burada karşılaştım.

- I met him backstage.
- I met her backstage.

Onunla kuliste karşılaştım.

- Tom has met Mary.
- Tom met with Mary.

Tom, Mary ile karşılaştı.

Their lips met.

Dudakları dokundu.

Their eyes met.

Gözleri bir araya geldi.

We've never met.

Hiç karşılaşmadık.

I met him.

- Onunla karşılaştım.
- Onunla tanıştım.

Our eyes met.

- Göz göze geldik.
- Gözlerimiz buluştu.

We've just met.

Biz az önce tanıştık.

We've met before.

- Biz daha önce tanıştık.
- Daha önce tanışmıştık.

Tom met Mary.

Tom, Mary ile karşılaştı.

We haven't met.

Tanışmadık.

We just met.

Az önce buluştuk.

We met before.

- Daha önce görüştük.
- Daha önce tanışmıştık.

We met earlier.

Bugün daha erken buluştuk.

We met today.

Bugün buluştuk.

We've already met.

Zaten tanıştık.

They've never met.

Onlar hiç karşılaşmadılar.

Have we met?

Biz tanıştık mı?

I met them.

Onlarla buluştum.

I've met someone.

Biriyle tanıştım.

I met Mary.

Ben Mary ile tanıştım.

He met Mary.

O Mary'yle tanıştı.

She met Mary.

O, Mary ile tanıştı.

Lucy met Mary.

Lucy Mary ile tanıştı.

We met Mary.

Biz Mary ile tanıştık.

They met Mary.

Onlar Mary ile tanıştı.

Sami met Layla.

- Sami, Leyla'yla tanıştı.
- Sami, Leyla'yla buluştu.

I met Tom.

Tom'la tanıştım.

They met regularly.

Düzenli olarak buluştular.

- I never met Maria.
- I have never met Maria.

Ben Maria'yla hiç buluşmadım.

- I met an old woman.
- I met with an old woman.
- I met an elderly woman.

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

- I once met a boy.
- I met a child once.

Bir defasında bir çocukla tanıştım.

They met in Algeria and they met again in France.

Onlar Cezayir'de buluştular ve Fransa'da tekrar bir araya geldiler.

"Have you met him?" "No, but I've met his wife."

"Onunla tanıştın mı?" "Hayır ama karısıyla tanıştım."

- I haven't met Tom yet.
- I haven't yet met Tom.

Tom'la henüz tanışmadım.

- Have you already met?
- Have you already met each other?

Önceden birbirinizle tanıştınız mı?

- I never actually met him.
- I never actually met her.

Aslında onunla tanışmadım.

- I met with him again.
- I met with her again.

Onunla tekrar karşılaştım.

- I only met him once.
- I met him only once.

Onunla sadece bir kez tanıştım.

- I've never even met them.
- I never even met them.

Onlarla hiç tanışmadım ki.

- I've never even met him.
- I never even met him.

Onunla hiç tanışmadım bile.

- I've never even met her.
- I never even met her.

Onunla hiç tanışmadım bile.

- I've never actually met him.
- I never actually met him.

Aslında onunla tanışmadım.

- I've never actually met her.
- I never actually met her.

Aslında onunla tanışmadım.

- Have you met him yet?
- Have you met her?
- Have you met him?
- Did you meet him?

Onunla tanıştın mı?

That's when we met.

Birbirimizi orada tanıdık.

I met Jayaprakash Narayan,

gençleri Hindistan kırsalında

Have we met before?

- Daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanışmış mıydık?

I haven't met him.

Ben onunla karşılaşmadım.

I haven't met her.

Ona rastlamadım.

I haven't met friends.

Arkadaşlarla karşılaşmadım.

I met him once.

Onunla bir kez buluştum.

I met your friend.

Ben senin arkadaşınla buluştum.

Haven't we met before?

Daha önce tanışmadık mı?

We met in winter.

Biz kışın tanıştık.

Yesterday I met Christina.

Dün Christina'yla buluştum.

We haven't met yet.

Henüz tanışmadık.

She met her uncle.

O, amcası ile tanıştı.

I just met him.

- Az önce onunla karşılaştım.
- Onunla yeni tanıştım.

I met a friend.

Bir arkadaşa rastladım.

Have you already met?

Daha önce tanıştınız mı?

We just met yesterday.

Daha dün tanıştık.

We met last year.

- Geçen yıl tanıştık.
- Geçen sene tanıştık.

We met last night.

Dün gece tanıştık.

I recently met Tom.

Geçenlerde Tom'la tanıştım.

We just met tonight.

Biz sadece bu gece tanıştık.

Tom met Mary there.

Tom Mary ile orada buluştu.

That's how we met.

Bu şekilde tanıştık.

I've already met Tom.

Ben zaten Tom'la tanıştım.

Actually, we've already met.

Aslında biz zaten tanıştık.

We met on Sunday.

Pazar günü buluştuk.

I've never met her.

Onunla hiç karşılaşmadım.

We met a writer.

- Bir yazar ile tanıştık.
- Bir yazarla tanıştık.

I met Christine yesterday.

Dün Christine'le tanıştım.

I met Mary yesterday.

Dün Mary ile buluştum.

I met him yesterday.

Onunla dün tanıştım.

I met Ken yesterday.

- Dün Ken'le karşılaştım.
- Dün Ken ile buluştum.

I've never met him.

Onunla hiç karşılaşmadım.

I've met you before.

- Seninle daha önce karşılaştım.
- Seninle daha önceden tanışmıştım.
- Sizinle daha önceden tanışmıştım.

I met Tom backstage.

Kuliste Tom'a rastladım.

I met Tom yesterday.

- Dün Tom'la karşılaştım.
- Dün Tom'la buluştum.

I met him recently.

Geçenlerde onunla tanıştım.

I met him online.

Onunla internette tanıştım.

We haven't officially met.

Resmi olarak tanışmadık.

Yesterday I met Julia.

Dün Julia'yla buluştum.

Mary has met someone.

- Mary biriyle araya geldi.
- Mary biriyle tanıştı.

We met in Shanghai.

- Biz Şanghay'da bir araya geldik.
- Biz Şanghay'da tanıştık.
- Biz Şanghay'da buluştuk.
- Biz Şanghay'da görüştük.

We've met once before.

Daha önce bir kez karşılaştık.

I met Tom there.

- Tom'la orada tanıştım.
- Tom'a orada rastladım.

We met in Xi'an.

Xi'an'da tanıştık.

I finally met Tom.

- Sonunda Tom tanıştım.
- Nihayet Tom'la bir araya geldim.

I met your girlfriend.

Ben senin kız arkadaşınla karşılaştım.

I met my classmate.

Sınıf arkadaşımla karşılaştım.