Translation of "Redundant" in Turkish

It's redundant.

Bu gereksiz.

- He's been made redundant.
- He has been made redundant.
- She has been made redundant.

İşten çıkarıldı.

This sentence is redundant.

Bu cümle gereksiz.

Wouldn't that be redundant?

Bu gereksiz olmaz mı?

Any further comment is redundant.

Daha başka yorum lüzumsuzdur.

That's a redundant, caustic question.

O gereksiz, sert bir soru.

I think this phrase is a little redundant.

Bence bu ifade biraz gereksiz.

Soldiers currently in theatre will not be made redundant.

- Şu an tiyatrodaki askerler ihtiyaç fazlası yapılmayacaklar.
- Harekât alanındaki mevcut askerler görevden alınmayacak.

The bottles of beer that I brought to the party were redundant; the host's family owned a brewery.

Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesi bir bira fabrikasına sahipti.