Examples of using "Rare" in a sentence and their turkish translations:
Biftekten nadir olarak hoşlanıyorum, ama bu kadar nadir değil.
Gerçekten nadir.
Rehinin paraya çevrilmesi nadirdir.
Şikayetler nadirdir.
Bu son derece nadir.
Çok nadir.
Bu çok nadir.
Bu çok nadir.
Bu nadir bir fırsat.
O oldukça nadir bir bireydi.
HIBM çok nadir.
...nadir rastlanan bir vaha tespit ediyor.
Ben nadir paralar toplarım.
Kazalar nadirdi.
Ölümler son derece nadirdir.
O biraz nadir.
Bu nadir bir hastalık.
Tsunamiler çok nadirdir.
Benimkini az pişmiş istiyorum.
Milton gibi şairler nadirdir.
O çok nadir ve paha biçilmezdir.
- Tom'un nadir görülen bir hastalığı var.
- Tom'un ender bir hastalığı var.
O çok nadir.
Nadir paraları toplamak hoşuma gidiyor.
Sağduyu oldukça nadirdir.
Bifteğimi az pişmiş severim.
Süt alerjisi oldukça nadirdir.
- Bu nadir bir sorun mudur?
- Bu ender bir problem midir?
Nadir bir hastalığım var.
Hipofizit nadir bir hastalıktır.
nadir bir ahşaptan elle oyulmuş,
Milton gibi şairler enderdir.
Az pişmiş et ve bir patates, lütfen.
Picasso gibi ressamlar nadirdir.
Einstein gibi böyle bilimciler enderdir.
Onunki gibi güzellik nadirdir.
Bu çok nadir bir durumdur.
Picasso gibi ressamların nadirdir.
Nadir verilen bir adı var.
Bifteği az pişmiş mi seversin?
Mükemmel elmaslar oldukça nadir mücevherlerdir.
Bunun çok nadir olduğunu düşünüyorum.
- Bu çok nadir bir örnektir.
- Bu, çok nadir bir numunedir.
Avustralya'da nadir hayvanlar var.
Tom'un ender bir gen mutasyonu var.
Tom pazartesi günü formundaydı.
Tom'un ender bir cilt hastalığı var.
Endişelenme. Tsunamiler çok nadirdir.
Bu element yeryüzünde nadirdir.
Tom'un nadir görülen bir cilt hastalığı var.
nadir ve değerli olan budur.
ve etobur, bu da gayet enderdir.
Sağduyu nadir ve önemli bir erdemdir.
- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.
Sana çok nadir bulunan bir şey vermek istiyorum.
Hava yüksek dağlarda nadirdir.
Bugünlerde sabır nadir bir erdemdir.
Bu çok, çok nadir bir sorun.
Mutlu insanların ne kadar nadir olduğunu fark ettim.
Bifteğimi orta pişmiş severim.
Bu tür sorunlar nispeten nadirdir.
Raydan çıkmalar bu ülkede çok nadirdir.
Avustralya'da çok ender hayvanlar vardır.
Bu kelebekler ülkemizde nadirdir.
Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.
Onun olması çok nadirdir.
Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.
bunların nadir ve değerli çıktıları olacaktır
O elementler tablosunun altındakiler nadir elementler.
Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.
Toson ve Hakushu gibi şairler nadirdir.
Nadir pullara nerede rastladın?
Onun sinirlenmesi nadirdir.
Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.
O mağazada nadir bir pul buldum.
Ülkemizde ismim çok nadirdir.
Benim adım ülkemde çok nadirdir.
Gerçek bir arkadaş ender bir kuş gibidir.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
Söylemeye gerek yok, hırsızlık nadir bir olaydı.
Akvaryumda bir hayli nadir balık var.
- Bir Nepalli çevirmen bulmak nadirdir.
- Bir Nepalce çevirmeni ender bulunur.
Bu bölgede büyük depremler çok nadirdir.
Donan yağmur oldukça nadir bir meteorolojik olaydır.
Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin?
Bu nadir kitaplarla nasıl geldin?
Bu nadir pulu bulmak zordur.
Dakik olan çalışanları bulmak nadirdir.
Bu pek de olağan dışı bir şey değil.
Birçok çevreci, ender orangutan saldırılarını
Fakat sessizlik, bugünlerde oldukça nadir bir şey
Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.
O mağazada nadir bir pula rastladım.