Examples of using "Playground" in a sentence and their turkish translations:
Çocuk parkının kendi kabadayısı vardır.
Tom okul bahçesinde bayıldı.
Bu oyun alanından çıkalım.
Küçük bir çocuk bahçemiz bile var.
- Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Oyun oynamak için lütfen çocuk bahçesine gidin.
Tom oyun alanında Mary'yi kovalamaya başladı.
- Mahallemizde bir oyun alanı var.
- Mahallemizde bir çocuk parkı var.
Arkadaşlarıyla birlikte oyun alanında.
O, çocuk parkına gitmek istiyor.
Tom oynamak için oyun alanına gitti.
Şiddetli şekilde yağmur yağdı bu yüzden saha çamurlu.
Çocuk parkında ebelemece oynayan bazı çocuklar vardı.
Oyun alanında kovalamaca oynayan bir grup çocuk var.
Şiddetli yağmur yağdı bu yüzden saha çamurlu.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
Tom, Mary ve John sahada kovalamaç oynuyorlardı.
Yağmur, çocukların okul bahçesinde beyzbol oynamalarına engel oldu.
Otobüs bileti, çanta, çocuk oyun alanı bileşik isimlere örnektir.
Bir grup genç, oyun alanında hentbol oynuyor.
Eğer bazı yeni oyun alanı ekipmanı alabilirsek güzel olur.
Top park duvarını aşıp nehre düştü.