Translation of "Fainted" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Fainted" in a sentence and their turkish translations:

Mary fainted.

Mary bayıldı.

You fainted.

Sen bayıldın.

I fainted.

Ben bayıldım.

Tom fainted.

Tom bayıldı.

She fainted.

Bayıldı.

- I must've fainted.
- I must have fainted.

Bayılmış olmalıyım.

The girls fainted.

Kızlar bayıldı.

She almost fainted.

O neredeyse bayılacaktı.

Tom almost fainted.

Tom neredeyse bayılacaktı.

She screamed and fainted.

O, çığlık attı ve bayıldı.

I think I fainted.

Bayıldığımı düşünüyorum.

She fainted with fear.

O, korkudan bayıldı.

Mary screamed and fainted.

Mary çığlık attı ve bayıldı.

Have you ever fainted?

Hiç bayıldın mı?

- Tom realized that Mary had fainted.
- Tom realized Mary had fainted.

Tom, Mary'nin bayılmış olduğunu fark etti.

- I fainted.
- I passed out.

Ben bayıldım.

I just fainted. That's all.

Ben sadece bayıldım. Hepsi bu.

I wonder why Tom fainted.

Tom'un neden bayıldığını merak ediyorum.

- Tom has passed out.
- Tom's fainted.
- Tom is passed out.
- Tom has fainted.

Tom bayıldı.

She fainted when she saw blood.

O, kan görünce bayıldı.

- Tom has passed out.
- Tom's fainted.

Tom bayıldı.

On hearing the news, she fainted.

Haberi duyunca bayıldı.

Tom fainted on the school playground.

Tom okul bahçesinde bayıldı.

The bear roared and I fainted.

Ayı kükredi ve ben bayıldım.

- He fainted in the midst of his speech.
- He fainted in the middle of his speech.

Konuşmasının ortasında bayıldı.

He fainted and fell on his back.

O, bayıldı ve sırtüstü düştü.

She's fainted because of the bad air.

O kötü havadan dolayı bayıldı.

The girl Tom was chatting with fainted.

Tom'un sohbet ettiği kız bayıldı.

- I nearly blacked out.
- I almost fainted.

Neredeyse bayılmıştım.

Tom fainted at the sight of blood.

Tom kan görünce bayıldı.

When was the last time you fainted?

En son ne zaman bayıldın?

- She fainted but came to after a few minutes.
- She fainted, but came to after a few minutes.

Bayıldı ama birkaç dakika sonra kendine geldi.

The patient fainted at the sight of blood.

Hasta kanı görünce bayıldı.

She fainted when she heard the terrible news.

Kötü haberi duyunca bayıldı.

The heat was so intense that I fainted.

Isı o kadar yoğundu ki bayıldım.

She nearly fainted when she saw the blood.

Kanı gördüğünde neredeyse bayılıyordu.

- I fainted.
- I was unconscious.
- I passed out.

Ben bayılmışım.

Tom fainted at the sight of the needle.

Tom iğneyi görünce bayıldı.

I nearly fainted when I heard the story.

Hikayeyi duyduğumda neredeyse bayılıyordum.

He fainted in the midst of his speech.

Konuşmasının ortasında bayıldı.

A passenger fainted, but the stewardess brought him around.

Bir yolcu bayıldı ama ev sahibi onu canlandırdı.

A passenger fainted, but the stewardess brought him round.

Bir yolcu bayıldı ama hostes onu ayılttı.

Tom fainted as soon as he saw the needle.

Tom iğneyi görür görmez bayıldı.

- Tom told the doctor that he'd fainted three times last week.
- Tom told the doctor he'd fainted three times last week.

Tom, doktora geçen hafta üç kez bayıldığını söyledi.

An actress fainted right in the middle of the play.

Bir oyuncu oyunun tam ortasında bayıldı.

When he bit me, it was so painful that I fainted.

Beni ısırdığında o kadar çok acı vericiydi ki bayıldım.

He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.

We took her straight to the clinic as soon as she fainted.

O bayılır bayılmaz onu doğruca kliniğe götürdük.

She fainted, and I had to hold her to keep her from falling.

O bayıldı ve düşmesini önlemek için onu tutmak zorundaydım.

The boy fainted, but he came to when we threw water on his face.

Oğlan bayıldı, ama yüzüne su attığımızda kendine geldi.

The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

When I learned that Julie was coming for a visit tomorrow, I was so surprised I almost fainted.

Julie'nin yarın bir ziyaret için geldiğini öğrendiğimde, o kadar şaşırdım ki neredeyse bayılacaktım.