Translation of "Pillow" in Turkish

- There is only one pillow.
- There's only one pillow.

Sadece bir yastık var.

I borrowed your pillow.

Yastığını ödünç aldım.

The pillow isn't clean.

Yastık temiz değil.

This pillow is uncomfortable.

Bu yastık rahatsız.

The pillow is uncomfortable.

Yastık rahatsız edici.

I need an extra pillow.

Ekstra bir yastığa ihtiyacım var.

Please get me a pillow.

Lütfen bana bir yastık getirin.

They had a pillow fight.

Onlar bir yastık kavgası yaptılar.

Let's have a pillow fight.

Yastık savaşı yapalım.

I also need a pillow.

Bana da bir yastık gerekir.

Tom built a pillow fort.

Tom bir yastık kale inşa etti.

Can I get a pillow?

Bir yastık alabilir miyim?

The pink pillow is clean.

Pembe yastık temiz.

I am not a pillow.

Ben bir yastık değilim.

Tom has a Pikachu pillow.

Tom'un bir Pikaçu yastığı var.

I need another pillow, please.

Başka bir yastığa ihtiyacım var, lütfen.

My pillow is so soft!

Yastığım çok yumuşak!

Tom slept without a pillow.

- Tom bir yastık olmadan uyudu.
- Tom yastıksız uyudu.

That down pillow looks expensive.

O kuş tüyü yastık pahalı görünüyor.

This pillow is too lumpy.

Bu yastık çok topaklı.

This pillow is very uncomfortable.

Bu yastık çok rahatsız.

Would you like a pillow?

Yastık ister misin?

- Here's a pillow you can use.
- Here's a pillow that you can use.

İşte kullanabileceğiniz bir yastık.

- Tom hid the book below his pillow.
- Tom hid the book under his pillow.

Tom kitabı yastığının altına sakladı.

You got the whole pillow dirty!

Tüm yastıkları mahvettin!

I forgot to buy one pillow.

Bir yastık satın almayı unuttum.

Can I get you a pillow?

Sana bir yastık getireyim mi?

My pillow was drenched with tears.

Benim yastık gözyaşlarıyla sırılsıklam oldu.

She threw a pillow at him.

Ona bir yastık attı.

Tom threw a pillow at me.

Tom bana bir yastık attı.

Mary threw a pillow at me.

Mary bana bir yastık attı.

Mary hit Tom with a pillow.

Mary Tom'a bir yastıkla vurdu.

Tom threw a pillow at Mary.

Tom, Mary'ye bir yastık attı.

Her pillow was wet with tears.

Onun yastığı gözyaşlarıyla ıslandı.

Dan smothered Linda with a pillow.

Dan yastıkla Linda'yı boğdu.

Tom has a goose-down pillow.

Tom'un kaz tüyü bir yastığı vardır.

She suffocated him with a pillow.

O, onu bir yastıkla boğdu.

Tom's dog slobbered on his pillow.

Tom'un köpeği onun yastığına salya akıttı.

Tom can't sleep without a pillow.

- Tom bir yastık olmadan uyuyamıyor.
- Tom yastıksız uyuyamaz.

There was blood on Tom's pillow.

Tom'un yastığı üzerinde kan vardı.

This pillow is covered with velvet.

Bu yastık kadife ile kaplıdır.

I don't usually use a pillow.

Genelde yastık kullanmam.

My pillow is waiting for me.

Yastığım beni bekliyor.

I can't sleep without a pillow.

- Yastıksız uyuyamam.
- Yastık olmadan uyuyamam.

Sami's pillow is in Layla's bedroom.

Sami'nin yastığı Leyla'nın yatak odasındadır.

Tom's pillow talk needed some work.

Tom'un eşiyle yatak muhabbetini düzeltmesi gerekiyordu.

There is only one pillow there.

Orada sadece bir yastık var.

Tom threw a pillow at Mary and the pillow hit her squarely in the face.

Tom Mary'ye bir yastık attı ve yastık doğrudan onun yüzüne çarptı.

He laid his head on the pillow.

O, başını yastığa koydu.

Tom and Mary had a pillow fight.

Tom ve Mary yastık savaşı yaptılar.

I'm excited to try my new pillow!

Ben yeni yastığımı denemek için heyecanlıyım!

Tom put his gun under his pillow.

Tom silahını yastığının altına koydu.

Tom covered his head with his pillow.

Tom yastıkla başını örttü.

Tom laid his head on the pillow.

Tom başını yastığa koydu.

Tom took the pillowcase off the pillow.

Tom yastıktan yastık kılıfını çıkardı.

Could I have a pillow and blanket?

Bir yastık ve battaniye alabilir miyim?

The softest pillow is a clear conscience.

En yumuşak yastık temiz bir vicdandır.

Tom put his pistol under the pillow.

Tom tabancasını yastığın altına koydu.

This pillow is too soft for me.

Bu yastık benim için çok yumuşak.

Tom put a pillow under Mary's head.

Tom, Mary'nin başının altına bir yastık koydu.

Dan strangled Linda with a pillow case.

Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.

There's no better pillow than his chest.

Onun göğsünden daha iyi hiç yastık yok.

Tom hid the book under his pillow.

Tom kitabı yastığının altına gizledi.

Would you please bring up another pillow?

Lütfen başka bir yastık getirir misin?

Tom suffocated Mary with a feather pillow.

Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.

Tom put his pistol under his pillow.

Tom tabancasını yastığının altına koydu.

A good conscience is the best pillow.

İyi bir vicdan en iyi yastıktır.

This smart pillow vibrates when you snore.

Bu akıllı yastık horladığınızda titreşir.

The pillow is full of dust mites.

Yastık, toz akarları ile dolu.

The pillow is crawling with dust mites.

Yastığın toz akarı kaynıyor.

Sami shot Layla twice through a pillow.

Sami yastıkla Leyla'ya iki kez vurdu.

Tom and I had a pillow fight.

Tom ve ben bir yastık savaşı yaptık.

Tom used the box for a pillow.

- Tom kutuyu yastık olarak kullandı.
- Tom yastık niyetine kutuyu kullandı.

Sami used a pillow to smother Layla.

Sami Leyla'yı yastıkla boğdu.

Sami took a pillow off the bed.

Sami yataktan bir yastık aldı.

I found a gift underneath my pillow.

Yastığımın altında bir hediye buldum.

- Let's see if I can fluff up your pillow.
- Let's see if I can't fluff up your pillow.

Senin yastığını kabartabilip kabartamayacağımı görelim.

She laid her head down on the pillow.

Başını yastığa koydu.

Please give me a pillow and a blanket.

BLütfen bana bir yastık ve battaniye verin.

Tom laid his head down on the pillow.

Tom başını yastığın altına koyu.

Tom laughed and threw a pillow at me.

Tom güldü ve bana bir yastık attı.

Mary laughed and threw a pillow at me.

Mary güldü ve bana bir yastık attı.

Tom decided to try sleeping without a pillow.

Tom bir yastık olmadan uyumayı denemeye karar verdi.

Tom asked for a blanket and a pillow.

Tom, bir battaniye ve bir yastık istedi.

Sami slept with a gun under his pillow.

Sami yastığının altında bir silahla uyudu.

Tom sleeps with a knife under his pillow.

Tom yastığının altında bıçakla yatıyor.

Tom sleeps with a gun under his pillow.

Tom yastığının altında silahla uyur.

Sami slept with a pistol under his pillow.

Sami yastığının altında bir tabanca ile uyuyordu.

May I have a pillow and a blanket, please?

Bir yastık ve bir battaniye alabilir miyim, lütfen?

Could you bring me a pillow and blanket, please?

Bana bir yastık ve battaniye getirebilir misiniz, lütfen?

Do you want me to get you a pillow?

Sana yastık getirmemi ister misin?

Tom picked up a pillow and threw it at Mary.

Tom bir yastık aldı ve onu Mary'ye fırlattı.