Examples of using "Extra" in a sentence and their turkish translations:
Yazıyor, yazıyor!
O ekstra.
Fazladan ödeyeceğim.
Faturalar ekstraya girer.
Piller ekstradır.
Süreklilik ekstra bir maliyettir.
Onların ekstra yardıma ihtiyacı var.
Kalıcılık ekstra bir maliyettir.
Tom çok dikkatli.
Bizim fazladan diş fırçalarımız var.
Ben çok dikkatli olacağım.
harcanan kaloriler
Ekstra bir yastığa ihtiyacım var.
- Servis ücreti ekstradır.
- Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir.
Bizim ekstra paramız yok.
Elimizden gelenin fazlasını yapalım.
Ben sadece çok dikkatli olacağım.
Benim fazladan bir biletim var.
Ekstra bir battaniyeye ihtiyacım var.
Onların fazladan bir yatağı var.
Herkes ekstra dikkatli olmalı
Bu ilave bir tane.
Bana ekstra bir battaniye alın.
Bugün ekstra dikkatli olalım.
Ekstra masraf var mı?
Fazladan bir parantez eklediniz.
Bu akşam buluşmanın ayrı bir ehemmiyeti var.
Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.
Fazladan bir battaniyeniz var mı?
Fazladan bir battaniyeye ihtiyacın var mı?
- Bize ekstra oda gerekebilir.
- Bizim ekstra odaya ihtiyacımız olabilir.
Biraz daha fazla zamana ihtiyacım vardı.
Fazladan bir taneye sahip misin?
Ekstra bir odan var mı?
Biraz ekstra zaman yardımcı olur mu?
Kahvaltı için ekstra bir ücret var.
Fazladan bir biletiniz var mı?
Hiç ekstra biletin var mı?
- Bir tane daha boş anahtarın var mı?
- Yedek anahtarın var mı?
Ekstra tedbirli olmak istiyoruz.
Neyse ki, Tom'un fazladan bir şemsiyesi vardı.
Bana fazladan bir madeni para verdin.
- Fazladan biraz daha param olsa fena olmazdı.
- Biraz daha paraya hayır demem.
Ekstra battaniye ister misin?
Tom ekstra büyük bir pizza sipariş etti.
Fazladan bir çift çorap al.
Hiç ekstra paramız yok.
Tom'un etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın.
Artık ekstra her vücudun sıcaklığı hoş karşılanıyor.
Ekstra ödemeleri için onları zorlamıyorum.
Senin için ekstra bir sandviç yaptım.
Ekstra bozuk paranı nereye koyarsın?
Bir saat daha kalmaya karar verdin.
- Ekstra bagaj ücreti nedir?
- Ekstra bagaj için ücret nedir?
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
Her zaman biraz fazla nakit kullanabilirsin.
Vücut ekstra kaloriyi yağa dönüştürür.
- Bunu yaptığımız için ek ücret alacağız.
- Bunu yaptığımız için bize ekstra para ödenecek.
- Onun için fazladan bir masraf olacak mı?
- Onun için ekstra bir ücret olacak mı?
Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir.
Şu anda biraz ekstra zamanım var.
Fazladan bir çift çorap paketlemelisin.
Biraz ekstra para kazanmak ister misin?
Biz Boston'da fazladan üç gün kaldık.
Patates kızartmam için ekstra tuz rica ettim.
Onlar sana geç saatlere kadar çalışmak için ekstra para ödüyorlar mı?
Ne kadar ekstra ödemek zorunda kalacağız.
Tom karısının evlilik dışı ilişkisini onayladı.
Onun etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın.
Tom'un etrafında ekstra dikkatli olman gerekiyor.
Bunu yapmamızın karşılığında ek ücret almayacağız.
Fazladan beş gigabaytlık bir hafıza kartım var.
Konser için fazladan birkaç biletim var.
Tom başıma fazladan iş çıkarıyor.
- Tom ekstra peynirli bir biberli pizza ısmarladı.
- Tom ekstra peynirli bir biberli pizza sipariş etti.
- Biraz yardım ister misin?
- Biraz yardım kullanır mısın?
Ödünç verebileceğim fazladan bir dolma kalemim var.
Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
biri hakkında olabiliyor.
Ekstra bir sorun vardı: araba onun değildi.
Tatillerde 10,000 yen fazladan ödemek zorundasın.
Sadece ekstra dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Tom'un satmak istediği üç ekstra bileti var.
Yakında ekstra bir sınıfımız olacak, çocuklar!
Kullanabileceğim fazla bir rafın var mı?
Hiç ekstra küçüklükte koşu gömleğiniz var mı?
Mikrofonun ek ücrete tabi olduğunu unutmak kolay.
Ekstra bir battaniyeye ihtiyacım var.
Size ödünç verebileceğim ekstra bir şemsiyem var.
Fazla yiyeceği ne yapacağını bilmiyordu.
Bir ihtimal fazladan bir sözlüğün var mı?
İstiyorsanız ekstra yatak odasında kalabilirsiniz.
Tom'un muhtemelen sana ödünç verebileceği fazla bir kalemi vardır.
Birkaç ekstra gün Bostonda kalmaya karar verdim.
Otelde internet erişimi için ek bir ücret var.
Tom ekstra yiyecekle ne yapacağını bilmiyordu.