Translation of "Borrowed" in Turkish

0.029 sec.

Examples of using "Borrowed" in a sentence and their turkish translations:

Tom borrowed mine.

Tom benimkini ödünç aldı.

She borrowed mine.

Benimkini ödünç aldı.

I borrowed one.

Ben bir tane ödünç aldım.

You borrowed nothing.

Sen hiçbir şey ödünç almadın.

I borrowed it.

Onu ödünç aldım.

I just borrowed it.

- Onu sadece ödünç aldım.
- Onu az önce ödünç aldım.

I borrowed Tom's umbrella.

Tom'un şemsiyesini ödünç aldım.

I borrowed Tom's hairbrush.

Tom'un saç fırçasını ödünç aldım.

I borrowed Tom's car.

Tom'un arabasını ödünç aldım.

I borrowed Tom's bicycle.

Tom'un bisikletini ödünç aldım.

Tom borrowed my ruler.

Tom cetvelimi ödünç aldı.

She borrowed his hoodie.

O onun kapüşonlu svetşörtünü ödünç aldı.

I borrowed your pillow.

Yastığını ödünç aldım.

Tom borrowed my bike.

Tom bisikletimi ödünç aldı.

Tom borrowed my car.

Tom arabamı ödünç aldı.

She borrowed my scissors.

Ben makasımı ödünç aldım.

She borrowed his idea.

O, onun fikrini ödünç aldı.

I've borrowed a car.

Bir araba ödünç aldım.

I've borrowed a table.

Ben bir masa ödünç aldım.

He borrowed two books.

O iki kitap ödünç aldı.

I borrowed Tom's bike.

Tom'un bisikletini ödünç aldım.

I borrowed Tom's ruler.

Tom'un cetvelini ödünç aldım.

Layla borrowed Sami's car.

Leyla, Sami'nin arabasını ödünç aldı.

Tom borrowed Mary's umbrella.

Tom, Mary'nin şemsiyesini ödünç aldı.

Tom borrowed Mary's car.

Tom, Mary'nin arabasını ödünç aldı.

Sami borrowed some money.

Sami biraz para ödünç aldı.

Sami borrowed sixty bucks.

Sami altmış dolar ödünç aldı.

Tom borrowed my eraser.

Tom silgimi ödünç aldı.

- She borrowed the book from him.
- She borrowed a book from him.

Kitabı ondan ödünç aldı.

I borrowed money from Tom.

Tom'dan ödünç para aldım.

Tom borrowed $300 from Mary.

Tom Mary'den 300 dolar ödünç aldı.

Tom borrowed money from Mary.

Tom Mary'den ödünç para aldı.

We borrowed at 5% interest.

%5 faizle borç aldık.

I borrowed money from them.

Ben onlardan borç para aldım.

I borrowed money from him.

Ondan para ödünç aldım.

I borrowed money from her.

Ondan borç para aldım.

I have borrowed two books.

İki tane kitap ödünç aldım.

I borrowed a friend's tent.

Bir arkadaşın çadırını ödünç aldım.

Sami borrowed money from Layla.

Sami, Leyla'dan para borç aldı.

Sami borrowed from his company.

Sami, şirketinden ödünç aldı.

- I borrowed money from my friends.
- I borrowed some money from a friend.

Bir arkadaştan biraz borç para aldım.

- Tom should've never borrowed money from Mary.
- Tom never should've borrowed money from Mary.
- Tom should never have borrowed money from Mary.

Tom asla Mary'den borç almamalıydı.

I borrowed money from my father.

Babamdan ödünç para aldım.

I borrowed this book from him.

Bu kitabı ondan ödünç aldım.

She borrowed the book from him.

Kitabı ondan ödünç aldı.

I borrowed that sentence from Tamara.

Ben o cümleyi Tamara'dan ödünç aldım.

They borrowed a book from me.

Benden bir kitap ödünç aldılar.

I shouldn't have borrowed Tom's hammer.

Tom'un çekicini ödünç almamalıydım.

He borrowed money from his friend.

Arkadaşından ödünç para aldı.

Tom borrowed some money from us.

Tom bizden biraz ödünç para aldı.

Dan borrowed a book from Linda.

Dan, Linda'dan bir kitap ödünç aldı.

I borrowed Tom's phone this morning.

Bu sabah Tom'un telefonunu ödünç aldım.

Please return what you have borrowed.

Lütfen ödünç aldığın şeyi iade et.

He borrowed the money in advance.

O peşin olarak ödünç para aldı.

Tom borrowed three books from Mary.

Tom Mary'den üç kitap ödünç aldı.

This word was borrowed from French.

Bu sözcük Fransızcadan alıntı yapılmıştır.

We borrowed money at high interest.

Biz yüksek faizle para ödünç aldık.

I borrowed money from my friends.

Arkadaşlarımdan borç para aldım.

You shouldn't have borrowed Tom's car.

Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.

Tom shouldn't have borrowed Mary's car.

Tom Mary'nin arabasını ödünç almamalıydı.

Tom borrowed some money from Mary.

Tom Mary'den biraz para ödünç aldı.

Tom borrowed a book from Mary.

- Tom Mary'den bir kitap ödünç aldı.
- Tom, Mary'den bir kitap ödünç aldı.

I borrowed this book from Tom.

Bu kitabı Tom'dan ödünç aldım.

I've never borrowed money from Tom.

Tom'dan hiç borç para almadım.

I borrowed Tom's umbrella without asking.

- Tom'un şemsiyesini sormadan ödünç aldım.
- Tom'un şemsiyesini rica etmeden ödünç aldım.

Tom borrowed money from Mary's father.

Tom, Mary'nin babasından ödünç para aldı.

Tom borrowed an umbrella from Mary.

Tom Mary'den ödünç bir şemsiye aldı.

Layla borrowed a gun from Sami.

Leyla, Sami'den bir silah ödünç aldı.

I borrowed some money from Tom.

Tom'dan biraz borç para aldım.

Tom borrowed a flashlight from Mary.

Tom Mary'den bir el feneri ödünç aldı.

Tom borrowed money from his family.

Tom ailesinden borç para aldı.

Tom borrowed a pencil from Mary.

Tom Mary'den bir kalem ödünç aldı.

Sami borrowed some money from Layla.

Sami, Leyla'dan bir miktar para ödünç aldı.

You shouldn't have borrowed his car.

Onun arabasını ödünç almamalıydın.

Rented out my apartment, borrowed a car

dairemi kiraya verdim, bir araba ödünç aldım

I borrowed 1,000 yen from my cousin.

Kuzenimden 1,000 yen ödünç aldım.

I borrowed the book from this library.

Kitabı bu kütüphaneden ödünç aldım.

I borrowed the dictionary from my friend.

Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

Tom borrowed a hammer from his neighbor.

Tom komşusundan bir çekiç ödünç aldı.

I borrowed those comics from her sister.

Ben o çizgi romanları onun kız kardeşinden ödünç aldım.

I borrowed those comics from his sister.

Bu çizgi romanları onun kız kardeşinden ödünç aldım.

Would you mind if I borrowed this?

Bunu ödünç alabilir miyim?

Tom borrowed Mary's car over the weekend.

Tom hafta sonu Mary'nin arabasını ödünç aldı.

Tom borrowed three hundred dollars from me.

Tom benden üç yüz dolar ödünç para aldı.

He borrowed the car from his friend.

Arabayı arkadaşından ödünç aldı.

Tom borrowed a car from a friend.

Tom bir arkadaştan bir araba ödünç aldı.

Here's the money I borrowed from you.

İşte senden ödünç aldığım para.

Dan often borrowed money from his friends.

Dan sık sık arkadaşlarından borç para aldı.

Tom often borrowed money from his friends.

Tom sık sık arkadaşlarından borç para aldı.

Modern Greek borrowed many words from French.

Çağdaş Yunanca, Fransızcadan birçok kelime ödünç aldı.

English has borrowed numerous words from French.

İngilizce, Fransızcadan sayısız sözcük ödünç aldı.

I returned the knife that I borrowed.

Ödünç aldığım bıçağı iade ettim.