Translation of "Perceive" in Turkish

0.054 sec.

Examples of using "Perceive" in a sentence and their turkish translations:

We tend to perceive what we expect to perceive.

Algılamayı umduğumuzu algılama eğilimindeyiz.

We perceive lightning before thunder.

Biz gök gürültüsünden önce yıldırımı algılarız.

It is really, really difficult to perceive.

Gerçekten ama gerçekten algılaması çok güç bir olay

I perceive myself as my own god.

Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.

But when we perceive unfairness, we feel pain ...

Adaletsizliği algıladığımızdaysa acı hissediyoruz,

He could not perceive any difference between the twins.

İkizler arasında hiçbir fark göremedi.

Men sometimes perceive expressing emotions as a sign of weakness.

Erkekler duyguları ifade etmeyi bazen bir zayıflık işareti olarak algılarlar.

Will obviously affect how they perceive it and react to it.

o rengi nasıl algılayacağını ve renge karşı tepkisini bariz bir şekilde etkiler.

There are wavelengths of light that the human eye cannot perceive.

İnsan gözünün algılayamadığı ışık dalgaboyları vardır.

I have antennae for other people, and perceive how they feel.

Başkaları için antenim var ve onların nasıl hissettiklerini algılıyorum.

But he also never forgot a grudge, was notoriously  short-fused and quick to perceive an insult.

Ama aynı zamanda kinini de asla unutmadı, herkesin bildiği gibi kısa sürede kaynaştı ve bir hakareti algılamada hızlıydı.

To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.

Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.

Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.