Examples of using "Particle" in a sentence and their turkish translations:
Benim uzmanlığım parçacık fiziği.
Işık, dalga mı yoksa parçacık mı?
Sami bir parçacık hızlandırıcı üzerinde çalışıyordu.
Bunun ne tür bir parçacık olduğunu bilmek istiyoruz.
Bu edat bir ismi bir fiile dönüştürür.
Bu parçacığı yakın zamanda bulup bulamayacağımıza bakmaksızın
Higgs bozonu, Tanrı parçacığı olarak adlandırıldı.
Çoğu fizikçi karanlık maddenin atom altı parçacıklara çok benzeyen
İçinde bir parça dürüstlüğe sahip değil.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısıdır.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.