Examples of using "Whether" in a sentence and their turkish translations:
Ağlasa da zırlasa da
kasıtlı olsun ya da olmasın,
Gidip gitmememiz Tom'un gitmek isteyip istemediğine bağlı.
Bu şekilde olsa bile,değil mi?
kendine bir kadeh şaraba daha ihtiyacı olup olmadığını soran
cesur bir yolculuğa çıkıldı.
İsterse salatalık gibi olsun
Moody’s ve Fitch'e güveniyor.
bir gün olup olmadığını merak etmemize neden olan
Anlayıp anlamadığını merak ediyorum.
Ona gelip gelmediğini sor.
Tom'un benden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ediyorum.
Tom'un heyecanlı olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un uyanık olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un gelip gelemeyeceğini merak ediyorum.
Tom'un yüzebilip yüzemediğini merak ediyorum.
Tom'un gıdıklanıp gıdıklanmadığını merak ediyorum.
Ona bir içki daha almak ister mi diye soracağım.
Tom'un suçlu olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un evlatlık olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un tehlikeli olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom'un bekâr olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom evli mi, değil mi, merak ediyorum.
Gidip gitmememiz Tom'un gitmek isteyip istemediğine bağlıdır.
Tom'un şaşırıp şaşırmadığını merak ediyorum.
Tom'un haklı olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un Boston'dan hoşlanıp hoşlanmadığını merak ediyorum.
Tom'un Boston’dan hoşlanıp hoşlanmadığını merak ediyorum.
Tom'un gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
Tom'un geç kalıp kalmadığını merak ediyorum.
Tom'un meteliksiz olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un gelip gelemeyeceğini merak ediyorum.
Buna ister siyasi bir hata, yanlış bir adım
İster bir sınava giriyor olun,
Onun dürüst olup olmadığından şüphe ediyorum.
Gerçekten anlayıp anlamadığınızı merak ediyorum.
Onun gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Onun onunla evlenip evlenmeyeceğini merak ediyorum.
Tom'un gelip gelmeyeceği şüpheli.
O onun zengin olup olmadığını sordu.
Gerçekten anlayıp anlamadığını merak ediyorum.
Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.
Tom'un kazanabilip kazanamayacağını merak ediyorum.
Tom'un ağlayıp ağlamayacağını merak ediyorum.
Tom, Mary'nin gülleri sevip sevmediğini merak etti.
Tom, Mary'nin yüzmeyi sevip sevmediğini merak ediyordu.
Tom'un gelip gelmeyeceğinden şüpheliyim.
Tom'un beni arayıp aramayacağını merak ediyorum.
Tom'un bizi duyabilip duyamadığını merak ediyorum.
Tom'un Boston'da olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un gitmek isteyip istemediğini merak ediyorum.
Gidip gitmeyeceğime karar veremiyorum.
Herkes için yeterli yemek olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un bunu yapabilip yapamadığını merak ediyorum.
Tom'un Fransızca konuşabilip konuşamayacağını merak ediyorum.
Bunun gerçekten gerekli olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un yüzebilip yüzemediğini merak ediyorum.
Tom'un dans etmek isteyip istemediğini merak ettim.
Bu suyun içilebilir olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un bize yardım edebilip edemeyeceğini merak ediyorum.
- Havanın bozup bozmayacağını merak ediyorum.
- Hava böyle güzel devam edecek mi, merak ediyorum.
Yarın sıcak olup olmayacağını merak ediyorum.
Tom'un çoktan gitmiş olup olmadığını merak ediyorum.
Tom'un bu gece gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
Tom'un hâlâ beni hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.
Bunu yapmam gerekip gerekmediğini merak ediyorum.
Tom'un Boston'dan hoşlanıp hoşlanmayacağını merak ediyorum.
mutlu olup olmayacağımızı kararlaştırır.
Fark etsek de etmesek de
Yani hoşuma gitsin ya da gitmesin
işte olsun ya da olmasın.
ve cevabı bilsen de bilmesen de
Yazıp yazmayacağımı ya da telefon edip etmeyeceğimi merak ediyorum.
Bill'in gelip gelmeyeceği şüpheli.
Gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Onun gelip gelmeyeceği şüpheli.
Bana onun gelip gelmediğini sordu.
Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyorum.
Onun geçip geçmeyeceği şüphelidir.
Ben çiçeklerin çiçek açıp açmadığını sordum.
O gelse de gelmese de, ben gideceğim.
Bana matematik sevip sevmediğimi sordu.
Tom'un orada olup olmayacağı şüpheli.
Onun gerçekten orada olup olmadığını soruyorum.
Geri gelip gelmeyeceğini her zaman merak ettim.
Soru hâlâ onun hayatta olup olmadığıdır.
Gelip gelemediğini bize bildir.
Onun kabul edip etmeyeceği açık değil.
O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
Tom Mary'ye ondan hoşlanıp hoşlanmadığını sordu.
Odanın boş olup olmadığını kontrol ettiler.
Tom gidip gitmemesi gerektiğine karar veremiyor.
Başka içki isteyip istemediğini soracağım.
Tom bana meşgul olup olmadığımı sordu.
Tom'un Mary'yi bekleyip beklemediğini merak ediyorum.
Tom'un Mary'ye yardım edip etmeyeceğini merak ediyorum.
Gelip gelmeyeceğini Tom'a söyle.
Tom, Mary'nin hiç arkadaşı olup olmadığını merak ediyordu.