Translation of "Anytime" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "Anytime" in a sentence and their turkish translations:

Come anytime.

Her zaman gel.

Anytime you want.

Ne zaman istersen?

Stop in anytime.

Herhangi bir zamanda uğra.

Stop by anytime.

Herhangi bir zamanda uğrayın.

Call me anytime.

Beni her zaman arayın.

You're welcome back anytime.

İstediğin zaman yine gelebilirsin.

Ask me anything anytime.

Bana her zaman bir şey sor.

You can start anytime.

Herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz.

Come anytime you like.

İstediğiniz zaman gelin.

I can start anytime.

Ben her zaman başlayabilirim.

You're welcome here anytime, Tom.

Başımızın üstünde yerin var Tom.

You may call me anytime.

İstediğin zaman beni arayabilirsin.

You can use it anytime.

Onu istediğin zaman kullanabilirsin.

I'll fight anybody, anywhere, anytime.

Ben herkesle, her yerde, her zaman kavga ederim.

I'm not leaving anytime soon.

Çok yakın zamanda ayrılıyorum.

I can do that anytime.

Onu her zaman yapabilirim.

Tom won't leave anytime soon.

Tom yakında terk etmeyecek.

- You can borrow my car anytime.
- You may borrow my car anytime you want.

İstediğin zaman arabamı ödünç alabilirsin.

- That isn't likely to happen anytime soon.
- That's not likely to happen anytime soon.

Onun yakın bir zamanda olması muhtemel değil.

You're welcome to come back anytime.

İstediğiniz zaman geri dönebilirsiniz.

I can stop anytime I want.

Ben istediğim zaman durabilirim.

She can come along again anytime.

İstediği zaman yeniden gelebilir.

You can borrow my car anytime.

İstediğin zaman arabamı ödünç alabilirsin.

Feel free to call me anytime.

Beni her zaman aramaktan çekinme.

Will Tom be back anytime soon?

Tom yakında geri gelecek mi?

Tom won't do that anytime soon.

Tom yakın zamanda onu yapmayacak.

Tom likely won't die anytime soon.

Tom muhtemelen yakın zamanda ölmeyecektir.

Tom isn't going home anytime soon.

Tom yakın zamanda eve gitmiyor.

Please come and see us anytime.

İstediğin zaman bizi görmeye gel.

- Are you planning to do that anytime soon?
- Are you planning on doing that anytime soon?

Onu yakın zamanda yapmayı planlıyor musun?

- Is Tom planning to do that anytime soon?
- Is Tom planning on doing that anytime soon?

Tom onu yakın zamanda yapmayı planlıyor mu?

- Come again any time.
- Come back anytime.

Herhangi bir zamanda geri gel.

Tom may leave anytime he wants to.

Tom her ne zaman isterse gidebilir.

You can call me anytime you like.

İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.

It'll happen, but just not anytime soon.

O olacak ama yakın bir zamanda değil.

I can stop smoking anytime I want.

İstediğim herhangi bir zaman sigara içmeyi bırakabilirim.

Anytime you need a favor, call me.

Bir iyiliğe ihtiyacın olduğunda, beni ara.

You can use the word processor anytime.

Kelime işlemciyi istediğin zaman kullanabilirsin.

You can call me anytime you want.

Sen istediğiniz zaman beni arayabilirsin.

Are you planning a trip anytime soon?

Yakın zamanda bir gezi planlıyor musun?

That's not going to happen anytime soon.

O yakın bir zamanda gerçekleşmeyecek.

Tom isn't going to leave anytime soon.

Tom yakın zamanda terk etmeyecek.

Tom is unlikely to die anytime soon.

Tom muhtemelen yakın zamanda ölmeyecek.

I won't come back here anytime soon.

Yakın zamanda buraya geri gelmeyeceğim.

Tom won't be going home anytime soon.

Tom yakın zamanda eve gitmeyecek.

- I don't think things will change anytime soon.
- I don't think that things will change anytime soon.

İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum.

- Tom said he couldn't do that anytime soon.
- Tom said that he couldn't do that anytime soon.

Tom yakın zamanda bunu yapamayacağını söyledi.

- I think Tom won't stop crying anytime soon.
- I think that Tom won't stop crying anytime soon.

Sanırım Tom kısa zamanda ağlamayı bırakmayacak.

- Tom said he wouldn't do that anytime soon.
- Tom said that he wouldn't do that anytime soon.

Tom, bunu yakın zamanda yapmayacağını söyledi.

- I think Tom won't do that anytime soon.
- I think that Tom won't do that anytime soon.

Sanırım Tom yakında bunu yapmayacak.

Come and see me anytime you want to.

İstediğiniz zaman beni görmeye gelebilirsiniz.

Do you plan on going home anytime soon?

Yakın zamanda eve gitmeyi planlıyor musun?

I will be glad to help you anytime.

Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım.

I don't expect that to happen anytime soon.

Bunun yakında herhangi bir zamanda olmasını beklemiyorum.

Are you going back to Boston anytime soon?

Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?

Tom can come back here anytime he wants.

Tom istediği zaman buraya geri gelebilir.

You can come back here anytime you want.

İstediğin zaman buraya geri gelebilirsin.

I'm not going to get married anytime soon.

Yakında herhangi bir zamanda evlenmeyeceğim.

I have no intention of retiring anytime soon.

Yakın zamanda emekli olmaya niyetim yok.

Are you going to do that anytime soon?

Yakında onu yapacak mısın?

Feel free to leave anytime you want to.

İstediğiniz zaman ayrılmaktan çekinmeyin.

Anytime you want anything, just let me know.

Herhangi bir şey istediğiniz zaman, sadece bana bildir.

I don't think things will change anytime soon.

İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum.

- I'm not sure that's going to happen anytime soon.
- I'm not sure that that's going to happen anytime soon.

Onun yakında herhangi bir zamanda olacağından emin değilim.

- I think Tom won't stop doing that anytime soon.
- I think that Tom won't stop doing that anytime soon.

Sanırım Tom, yakında bunu yapmayı bırakmayacak.

Regardless of whether we find that particle anytime soon,

Bu parçacığı yakın zamanda bulup bulamayacağımıza bakmaksızın

You may borrow my car anytime you want to.

İstediğin herhangi bir zaman arabamı ödünç alabilirsin.

You can always come back here anytime you want.

İstediğin zaman buraya her zaman geri gelebilirsin.

My new car enables me to go anywhere, anytime.

Benim yeni arabam her zaman herhangi bir yere gitmeme olanak sağlamaktadır.

You can come to visit us anytime you want.

Ne zaman istersen bizi ziyaret etmeye gelebilirsin.

We won't be going back to Boston anytime soon.

Yakın zamanda Boston'a geri dönüyor olmayacağız.

I have no plans to do that anytime soon.

Bunu yakın zamanda yapma niyetim yok.

Are you going to get this done anytime soon?

- Bunu yakında halledecek misin?
- Bunu yakında bitirecek misin?

Do you think that's going to happen anytime soon?

Bunun yakın zamanda olacağını düşünüyor musun?

Tom won't be able to do that anytime soon.

Tom yakında bunu yapamayacak.

- I promise you that I'll be there anytime you need me.
- I promise you I'll be there anytime you need me.

Senin bana ihtiyaç duyduğun herhangi bir zamanda orada olacağıma söz veriyorum.

- I don't think this rain will let up anytime soon.
- I don't think that this rain will let up anytime soon.

Bu yağmurun yakında duracağını sanmıyorum.

- I think Tom isn't going to do that anytime soon.
- I think that Tom isn't going to do that anytime soon.

Sanırım Tom yakında onu yapmayacak.

"May I come over to your house?" "Anytime you want."

"Evine uğrayabilir miyim?" "İstediğin zaman."

Tom will eventually do that, but probably not anytime soon.

Tom sonunda bunu yapacak, ama muhtemelen yakın zamanda değil.

You won't get another chance to do that anytime soon.

Bunu daha sonraki bir zamanda yapmak için başka bir şansın olmayacak.

- Tom and Mary said they don't plan to go there anytime soon.
- Tom and Mary said they don't plan on going there anytime soon.

Tom ve Mary yakın zamanda oraya gitmeyi planlamadıklarını söyledi.

It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.

Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.

- Come whenever you want.
- Come whenever you want to.
- Come anytime.

Ne zaman istersen gel.

My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime.

Benim özel yeteneğim, herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olmaktır.

Can be streamed to any device, so you can watch at anytime, anywhere.

herhangi bir cihaza aktarılabilir, böylece istediğiniz zaman, istediğiniz yerde izleyebilirsiniz.

But they can hardly make campaigns and anytime there are presidential elections, they’re

Ancak siyasi kampanya yapmakta zorlanıyorlar ve ne zaman başkanlık seçimi olsa

If there's anything at all that you don't understand, you can ask me anytime.

Anlamadığın herhangi bir şey olursa, bana her zaman sorabilirsin.

Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.

Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.

"Are you saying you don't want me to call?" "No, not at all. Please call me anytime."

"Bana seni aramamı istemediğini mi söylüyorsun?" "Hayır, hiç değil. Lütfen beni herhangi bir zaman arayın."

- You may call on me whenever you like.
- You can call me at any time you like.
- You can call me anytime you like.

İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.