Examples of using "Oppose" in a sentence and their turkish translations:
Ona karşı gelmeyin.
Ben ona karşıyım.
Demokratlar o fikre karşı çıkıyorlar.
Bu greve karşıyım.
Bu plana kim karşı çıkar ki?
Douglas, köleliğe karşı koymadı.
Cumhuriyetçiler yeni vergilere karşı koyuyorlar.
Bu yüzden ona karşı çıkıyoruz.
Yeni plana karşı çıkan başkaları var mı?
Kürtajı destekliyor musun yoksa karşı mı çıkıyorsun?
Ben bu fikre karşı çıkmalıyım.
Onlar vergi yükseltme planına karşılar.
Birçok Boston sakini belediye başkanının planına karşı çıkıyor.
Bu konuda hükümete karşı çıkıyoruz.
Planımıza karşı çıkmaya hakkın yok.
Bana karşı çıkmayacağını umuyorum.
Düşmana karşı koymak onların kahramanlığıydı.
İnsanlar ona karşı geldiği zaman o sinirlenmek eğilimindedir.
Sanırım Tom'un Mary'ye karşı çıkma cesareti yok.
Yerinde olsam o plana karşı gelirdim.
Gençlere ne kadar çok tavsiye edersem onlar bana o kadar az karşı çıkıyorlar.
ve Thierry Breton, Maliye Bakanı, DANONE'yi koruyacağına dair söz verdi>
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın kurucusu Bernard Kouchner, Irak Savaşı'na karşı çıkmadı.
Ölüm cezasını destekler misin yoksa karşı mı çıkarsın?
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.