Examples of using "Obesity" in a sentence and their turkish translations:
Aşırı şişmanlıktan muzdaribim.
- Obezite ciddi bir sorundur.
- Şişmanlık ciddi bir sorundur.
Obezite ulusal bir salgındır.
Çocukluk şişmanlığı bir salgın halindedir.
Obezite, dünya çapında bir sorundur.
- Bu, obezite ile ilgili bir kitaptır.
- Bu, şişmanlık hakkında bir kitaptır.
Günlük egzersiz, obezitenin üstesinden gelmek için etkilidir.
Obezite şekerden kaynaklanan bir sorundur.
Dünya çapındaki obezite oranları artıyor.
Şeker obezitenin önemli bir nedenidir.
Obezitenin bir hastalık olduğunu düşünüyor musun?
Obezitenin bir hastalık olduğuna inanıyor musunuz?
Bu ülkede bir obezite sorunumuz var.
Obezite, diyabet ve kalp hastalığı riskini arttırır.
Yaygın obezite, Trump’ın askere alım hedeflerini zorlaştırıyor.
Yapılan bir araştırmaya göre hızlı yemek obeziteye yol açıyor.
Obezite, önlenebilir ölümün sigaradan sonraki önde gelen nedenidir.
Dünyada şişmanlığın nadir olduğu tek bölge Afrika'da Sahra çölünün güney kısmıdır.
Birleşmiş Milletler, dünya genelinde 820 milyondan fazla insanın aç olduğunu, aynı zamanda obezitenin rekor seviyelere ulaştığını söylüyor.