Examples of using "Settle" in a sentence and their turkish translations:
Sakin ol!
Yerleşelim.
Sadece sakin ol.
Şimdi sakin ol.
Hesaplaşalım.
O bunu çözecek sanırım.
Hepimiz yerleşiriz.
Bunu halledebilirim.
Dövüş hiçbir şeyi halletmez.
Yakında tartışmayı çözün.
Taklitlerle yetinme.
Daha azı kabul etmeyin.
Sinirlerinizi sakinleştirin.
- Yerleşmelisin.
- Yerleşmen gerekiyor.
Sakinleşmek istiyorum.
Hepimiz buraya yerleşelim.
Tom'la meseleyi halledeceğim.
Seninle daha sonra uzlaşacağım.
- Pekala, yerleşelim.
- Pekala, sakinleşelim.
- Onlar faturayı ödemedi.
- Onlar hesabı ödemedi.
Tom yerleşmeyi reddetti.
İşlerin halledilmesi gerekiyor.
Yerleşmek zorunda değilsiniz.
- Sami yerleşmek istedi.
- Sami yuva kurmak istiyordu.
Uslu durmaya yanaşmadı.
Ama daha sonra işler düzeliyormuş
Buna nasıl ayak uyduracağımı biliyorum.
Yerleşmek için bir puanımız var.
Tom yerleşmek istemiyor.
Tom yerleşmek istediğini söylüyor.
Bir arabulucu olmadan meseleyi halledelim.
Bir süre sakin ol ve konsantre ol.
Bunu çözmek için tek yol var.
Bu sıkıcı hayata razı olamam.
Evlenmelisin ve sakinleşmelisin.
O nereye yerleşecek?
Bir arabulucu olmadan bu sorunu halledelim.
Meseleyi nasıl halledeceğimi düşünüyorum.
Sonunda meseleyi çözebildik.
Belki bir kadınla yuva kuracağım.
Yeni Zelanda'ya yerleşmeyi planlıyorlar.
Lütfen bu hesabı 28 Ekim 1998'e kadar ödeyin.
Keşke bunu yetişkinler gibi karara varsak.
Bunu nasıl çözmemizi öneriyorsun?
Bu sorunu nasıl çözmemizi öneriyorsunuz?
O yerleşmek ve çocuk sahibi olmak istiyor.
O yerleşmek istediğini söylüyor.
Dan Linda ile meseleyi halletmeye çalıştı.
Tom Mary ile meseleyi halletmeye çalıştı.
Onunla görülecek bir hesabım var.
Fadıl, Leyla'yla yuva kurmaya hazırdı.
Seninle görülecek bir hesabım var.
Tom'la görülecek bir hesabım var.
Onlar o yıl Virginia'ya yerleşmeye karar verdiler.
Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
Onunla birlikte Arhangelsk'e yerleşmek istiyordu.
Bu ciddi sorunu derhal kararlaştırmalıyız.
veya gayet iyi bir sonucu kabullenmeye razı olmayı değil.
yaşam basit hücrelerden öteye gidemiyor.
Uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için silahlara başvurmamalıyız.
Ben asla bir yerde yerleşmeyeceğim.
ABD'ye yerleşmekte zorlanmadılar.
Onun daha az şeyi kabulleneceğinden emin değildim.
Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
Yerleşmek ve tarih testi için çalışmak zorundasın.
ülkenin geri kalanı %35 civarında kaldı.
Bu eve geçen ay taşındık. Yakında yerleşeceğiz.
- Sizce bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yol nedir?
- Bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Bir Audi'ye paran rahat yeterken, bir Kia'ya neden razı olasın?
Mary, muhtemelen asla bir yerde yerleşip kalmayacak uslanmaz bir seyyahın çocuğudur.
Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.
Roma vatandaşlarının Galya topraklarına yerleşebilmesini sağlayan bir yasayı sunmaktan sorumlu.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.