Examples of using "Negotiations" in a sentence and their turkish translations:
- Müzakereler sonuçsuz kaldı.
- Görüşmeler sonuçsuz kaldı.
Görüşmelerimiz koptu.
Görüşmeler yavaşça ilerledi.
Görüşmeler sona erdi.
Müzakereler birkaç gün sürdü.
Müzakereler başladı.
Hala müzakerelerde bulunuyoruz.
Müzakerelerden bir sonuç çıkmıyor.
Müzakerelerinizi izlemekteyiz.
- Müzakereler nasıl gidiyor?
- Görüşmeler nasıl gidiyor?
Biz o şirketle görüşmelere devam ettik.
Müzakerelerle işimiz bitmedi.
Görüşmeler hala devam ediyor.
Görüşmeler çok yavaş ilerliyor.
Şirket ile görüşmelere devam ettik.
Birkaç iş görüşmesinin ortasındayız.
Müzakereler nasıl gidiyor?
Her iki ülke barış görüşmelerine girdi.
Herkes görüşmelerde yer aldı.
Müzakereler Boston'da gerçekleşti.
- Görüşmeler tüm hızıyla sürüyor.
- Müzakereler hız kesmeden devam ediyor.
Barış görüşmeleri bu hafta başlayacak.
Müzakerelere devam etmeyi kararlaştırdık.
Çok taraflı ticaret müzakereleri ithalat kotaları üzerinde şapa oturdu.
Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.
Müzakerelerde bir bozulma savaş anlamına gelecektir.
Görüşmeler çok hassas bir aşamada.
Müzakerelerdeki başarısızlığımız için onu suçluyorum.
Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
Müzakerelerin ne kadar süreceğini düşünüyorsunuz?
Karar vermeden önce müzakerelerin nasıl sonuçlanacağını görelim.
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
Tom sanki müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Yine de, şartları kabul etmedi, sadece müzakereleri yeniden açmayı kabul etti. Müttefiklere,
Görünüşe göre Çin hükümeti ile görüşmeler doğru yönde ilerliyor ...
Müzakerelerin amacı, iki ülke arasındaki en kötü diplomatik krizin sona ermesi.