Translation of "Mouths" in Turkish

Hippos have huge mouths.

Suaygırlarının kocaman ağızları var.

With five mouths to feed...

Doyuracak beş boğaz var.

You've got mouths to feed.

Doyurulacak boğazlarınız var.

I have six mouths to feed.

Besleyecek altı nüfusum var.

Out of the mouths of babes.

Büyümüş de küçülmüş.

Both Tom and Mary covered their mouths.

Hem Tom hem de Mary ağzını kapattı.

Neither Tom nor Mary covered their mouths.

Ne Tom ne de Mary ağzını kapattı.

They had better have kept their mouths shut.

Ağızlarını kapalı tutsalardı iyi olurdu.

In other words, by putting them one by one with small mouths

yani aslında o küçücük ağızlarla tek tek üst üste konularak

… who has sailed into the Great Sea from both mouths of the Indus,

... İndus'un her iki ağzından Büyük Deniz'e gidenler,

Why do women open their mouths when they apply makeup to their eyes?

Neden kadınlar gözlerine makyaj yaparken ağızlarını açıyor?

The tide sweeps the fertilized eggs away from the reef's hungry mouths. And out into deep water.

Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.