Examples of using "Nor" in a sentence and their turkish translations:
Tom hiç kimseye güvenmez: ne arkadaşlarına, ne eşine, ne çocuklarına ne de kendine bile.
Tom hiç kimseye güvenmez: ne arkadaşlarına, ne karısına, ne çocuklarına, ne de kendine bile.
Onu John yapamaz, ben de, sen de.
Ne giriş ne de çıkış.
Ne önce ne de sonra.
O, ne iyi ne de kötüdür.
Ne şarap, ne afyon, ne de tütün insanların yaşamları için gereklidir.
O zaman hava balonları icat edilmemişti, ne buharlı gemiler, ne de demiryolları.
Ben kimseyi asla öldürmedim veya yaralamadım.
Ne Tom ne de Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.
Ne içki içerim ne de sigara içerim.
O, ne sigara ne de içki içer.
Ne yazdın ne de telefon ettin.
O ne görebilir ne de duyabilir.
Ben ne yürürüm ne de koşarım.
Tom ne sigara ne de içki içer.
Tom ne okur ne de yazar.
O ne burada ne de orada.
Ben de.
Bu ne süt ne de kesilmiş sütün suyu.
Ben ne iyimser nede kötümserim.
Ne yazdı ne de telefon etti.
Ne sigara ne de içki içerim.
O, ne zengin ne de ünlüdür.
Ne Tom ne de Mary çığlık attı.
Ne Tom ne de Mary güldü.
Ne Tom ne de Mary kızardı.
Ne Tom ne de Mary ağladı.
Ne balık, ne balinalar, ne zürafalar, ne filler
Ne ben yaşlıyım ne de sen.
Ne Tom ne de Mary kovuldu.
Ne Tom ne de Mary yaralandı.
Ve şimdi, özgür market şampiyonu Amerika değil, yada Japonya, yada Avusturalya...
Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
Ne Tom ne de Mary kazanacak.
Ne Tom ne de Mary'nin ateşi var.
Ne Tom'un ne de Mary'nin bir bisikleti var.
O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.
O, ne okuyabilir nede yazabilir.
Benim ne zamanım nede param var.
Başarının ne tadı ne de kokusu vardır.
O ne beyzbolu ne de futbolu sever.
Tom ne zengin ne de ünlü.
Tom gelmedi, Jane de.
O ne yakışıklıdır ne de çirkin.
Babam ne sigara ne de içki içer.
Ne bir şey duydum ne de gördüm.
Babam ne içki içer ne de sigara içer.
Ne o ne de o iyi şarkı söyler.
O ne Fransızca ne de Almanca bilir.
Ne elmayı ne de üzümü severim.
Ne Mary ne de John yüzebilir.
İkisinin arası.
Ne et ne de balık istiyorum.
Zaman ne forma ne de maddeye sahiptir.
Ne mutluluk ne de sefalet sonsuza dek sürmez.
Tom ne okuyabilir ne de yazabilir.
O ne Almanca nede Fransızca biliyor.
Ne Tom ne de Mary İspanyolca konuşur.
O ne İngilizce ne de Fransızca konuşur.
Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar.
Bu ne yeni ne de bilinmeyen.
Ne o ne de ben İspanyolca konuşurum.
Ne param ne de arkadaşım var.
O ne İngilizce ne de İspanyolca konuşur.
Ne balinaların, ne de yunusların solungaçları vardır.
Ne yiyebilirim ne de içebilirim.
O ne et ne de balık ne yer.
Ne sen ne de ben hatalıyım.
Ne Tanrı ne de Buda vardır.
Ölüm ne zengin ne de fakir bilir.
O ne ayakkabı ne de çorap giydi.
Tom ne birayı ne de şarabı seviyor.
Ne Fransızca ne de İngilizce konuşuyorum.
Ne Tom ne de Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.
Ne Tom ne de Mary bir şey satın aldı.
Ne Tom ne de Mary şaşırdı.
Ne Tom ne de Mary etkilendi.
Ne Tom ne de Mary John'a teşekkür ettiler.
Ne Tom ne de Mary üzgün görünüyordu.
Ne Tom ne de Mary sinirliydi.
Ne Tom ne de Mary yaralandı.
Ne Tom ne de Mary erken ayrıldı.
Ne Tom ne de Mary emekli.
Ne Tom ne de Mary evlidir.
Ne Tom ne de Mary sarhoştu.
Ne Tom ne de Mary geç
Ne Tom ne de Mary meşguldü.
Ne Tom ne de Mary mutlu.