Examples of using "Legitimate" in a sentence and their turkish translations:
O yasaldı.
Bu meşru bir endişedir.
Bu yasal bir iş.
Bu meşru bir soru.
Bu yasal bir soru.
Karşılaştırma meşrudur.
Onların yasal sıkıntıları var.
Bu meşru bir soruydu.
Onların meşru bir davası var mı?
Tom bunun meşru bir endişe olduğunu söylüyor.
Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.
Hangi prens tahtın meşru varisi?
Haklı bir sebep söylemezsen seni boşamayacağım.
Humeyni'ye göre ise ancak İran gibi halk desteğine sahip bir ülke, İslam dünyasının gerçek temcilcisi olabilirdi.
Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.