Examples of using "Comparison" in a sentence and their turkish translations:
Karşılaştırma yok.
Ne komik bir karşılaştırma!
Karşılaştırma meşrudur.
Karşılaştırmanı beğeniyorum.
Karşılaştırma uygundur.
Gerçekten karşılaştırma yok.
O geçerli bir karşılaştırma değil.
Bu geçerli bir kıyaslama değil.
Onun işi mukayese edilemez.
Boyut karşılaştırması artık doğru.
Karşılaştırma, şiddetin anasıdır.
O tam olarak doğru bir karşılaştırma değil.
Kıyas neşenin hırsızıdır.
Etle karşılaştırdığınızda
Tokyo'yla karşılaştırdığında, Londra daha ufaktır.
Seninkine kıyasla benim arabam küçük.
Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında o utangaçtı.
Bununla karşılaştırınca şu daha iyi.
Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
gün bazlı kıyaslamasına bir bakalım
Karşılaştırma yapmak gerekirse, bölgedeki en zengin
Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
Bizim şehir Tokyo ile karşılaştırıldığında oldukça küçük.
Manhattan ile karşılaştırıldığında böyle görünüyor.
Yenisiyle karşılaştırıldığında benim arabam külüstür gözüküyor.
Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.
Bu bina New York taki gökdelenlerle karşılaştırıldığında küçük.
Bay Bernardo, bay Citrono'ya nazaran iyi bir arkadaş.
Japonya'daki satışlar Avrupa'dakilerle karşılaştırıldığında küçüktür.
Onlar cesedin Tom'a ait olup olmadığını anlamak için bir DNA karşılaştırması yaptılar.
Grip ise ortalama 2 günlük kuluçka süresine sahiptir.
Google'ın otomatik çevirisini kullanmaktan hoşlanmıyorum ama karşılaştırma için onu kullanıyorum.
Grip ile karşılaştırmaya başladığımızda, aslında biraz içimizi rahatlatıyoruz.
Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.