Translation of "Headlights" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Headlights" in a sentence and their turkish translations:

- Tom turned off his headlights.
- Tom turned his headlights off.

Tom farlarını kapattı.

Tom flashed his headlights.

Tom farlarını yaktı.

The headlights don't work.

Farlar çalışmıyor.

Turn on your headlights.

Farlarınızı açın.

Tom turned on the headlights.

Tom farları açtı.

You left your headlights on.

Farlarını açık bıraktın.

Could you turn on your headlights?

Farlarınızı açar mısınız?

You left the car headlights on.

Sen arabanın farlarını açık bıraktın.

Tom flashed his headlights at Mary.

Tom Mary'ye farlarını yakıp söndürdü.

One of my headlights isn't working.

- Farlarımdan biri çalışmıyor.
- Farlarımdan biri yanmıyor.

How many headlights does this car have?

Bu arabanın kaç tane farı var?

Mary froze like a deer in headlights.

Mary far görmüş tavşan gibi donakaldı.

I felt like a deer in the headlights.

Kendimi far ışığı tutulmuş bir geyik gibi hissettim.

Tom looks like a deer caught in headlights.

Tom korkudan donakalmış gibi görünüyor.

Tom killed the engine, but left the headlights on.

Tom motoru kapattı fakat üzerindeki farları açık bıraktı.

Tom froze like a deer caught in the headlights.

Tom korkudan donakaldı.

Driving at night without your headlights on is dangerous.

Geceleyin farlarınız olmadan sürüş yapmak tehlikelidir.

Tom turned off the engine and shut off the headlights.

Tom motoru kapattı ve farları kapattı.

Tom turned off the engine, but left the headlights on.

Tom motoru kapattı ama farları açık bıraktı.

When you enter a tunnel, you need to turn on your headlights.

Bir tünele girdiğinizde farlarınızı açmalısınız.

Using the horn at night should be avoided. At night, flash the headlights instead.

Geceleri korna kullanmaktan kaçınılmalı. Gece onun yerine farları yak.

She was blinded by the glare of headlights and could not avoid the accident.

O, farların parlamasıyla kör oldu ve kazadan kaçınamadı.

So you get home from work, and you have that deer-in-the-headlights look

İşten eve dönüyorsunuz ve şaşkınlıktan donakalıyorsunuz.