Translation of "Focusing" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Focusing" in a sentence and their turkish translations:

Tom had trouble focusing.

Tom'un odaklanma sorunu vardı.

I'm having trouble focusing.

Odaklanmakta zorlanıyorum.

I'm focusing on my German!

Ben Almancama odaklanıyorum!

Tom is having trouble focusing.

Tom konsantre olmada sorun yaşıyor.

I'm focusing on my French.

Fransızcama odaklanıyorum.

I'm focusing on my job.

Ben işime odaklanıyorum.

Focusing on doing what's valuable

Değerli olan şeyi yapmaya odaklanmak

We should be focusing much more

daha çok, diğer insanlar için ve

And then focusing on that small space.

Ve o küçük alana odaklandım.

Tom is having a hard time focusing.

Tom konsantre olmada zor anlar yaşıyor.

Let's start focusing on more important matters.

Daha önemli konular üzerinde odaklanmaya başlayalım.

The press is focusing on the scandal.

Basın skandal üzerinde yoğunlaşıyor.

- I'm incapable of focusing.
- I'm incapable of concentrating.

Konsantre olamıyorum.

We should start by focusing on the right traits.

buna doğru özelliklere odaklanarak başlamalıyız.

Dan's criticisms are sometimes useful in focusing my thinking.

Dan'in eleştirileri bazen düşünceme odaklanmakta yararlıdır.

And we're primarily focusing on the paralysis at the moment,

ve şimdi felç hastalığına odaklanıyoruz

Tom had trouble focusing on what needed to be done.

Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.

By focusing on the molecular biology of happiness and joy,

moleküler biyolojisine odaklaşarak bir antidepresan geliştirdik

But we have to start by focusing on the right things.

fakat işe doğru şeye odaklanarak başlamamız lazım.

We have to stop focusing so much on our own interests,

ilgilerimize bu kadar çok odaklanmayı bırakmalıyız.

Focusing on Luna, instead of Mars, may be easier for now, in terms of colonization. Luna is much closer.

Mars yerine Ay'a odaklanmak sömürgeleştirme temasında daha kolay olabilir. Ay çok daha yakındır.

Although most of the content and thought has not been dependent on any language, when focusing on Japanese, differences in syntactic structures or the fact that individual words are not written separately and distinctly then requires several points of consideration.

İçerik ve düşüncenin çoğu herhangi bir dile bağımlı olmasına rağmen, Japoncaya odaklanırken, cümle yapısındaki farklar ya da bireysel kelimelerin ayrı ve açıkça yazılmamaları gerçeği o zaman düşünce hakkında birkaç nokta gerektirir.