Examples of using "Faintest" in a sentence and their turkish translations:
En ufak bir fikrim yok.
En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...
Ne demek istediğine dair en küçük bir fikrim yok.
Bu ne anlama geliyor? En ufak bir fikrim yok.
Mary'nin ne yapmaya çalıştığı hakkında Tom'un en küçük bir fikri bile yok.
Tom'un ertesi gün ne yapacağı hakkında en küçük bir fikri yoktu.
En ufak bir fikrim yok.
Bilgisayarımın nasıl çalıştığına dair en ufak bir fikrim yok.